Birilerinin zoruna gitmiş geçen haftaki yazıya girişim. ‘Asil Türk milletinin fedakar evlatları ve diğerleri’ dedik ya. Canlarını sıkan cümledeki ‘diğerleri’ değil, ‘Türk’. Karınlarının ağrısı bu yüzden. ‘Kardeşlik, ensarlık, muhacirlik’ konusuna birazdan geleceğim. ‘Türk’ten başlayalım…
Geçen hafta yazdık, ‘Bu evin sahibi Türk’ diye. Hatırlayacaksınız, hatırlamayan olursa yazıya internet sitemiz üzerinden yeniden okuyabilir, son dönemlerde tartışılan ve gündemimizi meşgul eden göç konusuna değinmiştim. Siyasiler tarafından konuşuldu, meslektaşlarımız tarafından yazıldı, çizildi. Birçoğu yine tahmin ettiğim üzere, ‘Türk’ diyeni ‘ırkçı, provokatör’ dedi. Bana “Suriyeli mevzusuna niye giriyon” diyen oldu. “Toplumun milliyetçi duygularını depreştiriyor” diyen de oldu. Bir zamanlar bunların büyük bir çoğunluğunun Türk düşmanlıklarını İslam üzerinden kapatma çabası içerisinde olduklarını düşünüyordum. Ama bazısı sadece partizan, şahsi çıkarlarını milletin çıkarlarının önüne koyan şahsiyetlermiş. Bunları tek tük zannediyordum ama öyle değilmiş, bunu görmüş olduk.
Afganistan mevzusuyla ilgili Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek’in açıklamalarını hayretler içerisinde izledim, takip ettim. Perinçek, “ABD emperyalizmini Taliban yendi. Afganistan’dan Mustafa Kemal çıkmadı da Taliban çıktı. Afganistan’ın Kurtuluş Savaşı’na kimin önderlik edeceğini Afgan milleti tayin eder. Herkes kendi birikimiyle önder çıkarır. Afganlar Taliban önderliğinde bu savaşı verdi. Helâl olsun!” ifadelerini kullandı. Sonra, Taliban ile Atatürk benzetmesinde ısrarcı olan Perinçek, örgütün dünya ülkeleri tarafından ‘eşek gibi’ tanınacağını iddia etti.
Perinçek, Vatan Partisi, oy oranı deyip geçmeyin. Onun gibi düşünenler yok değil. Şimdi Perinçek’in yorumlarını bir analiz edelim kısaca. Perinçek yaptığı açıklamada diyor ki; Taliban işgalcileri kovmuş. Hem de Atatürk gibi. Benzetmeye bak, hizaya gel. Bu benzetmeye göre, Taliban’dan kaçan Afganlar ne oluyor? Göçen Afganlar işgalcilerle iş birliği mi yapıyor? Ayrıca bu benzetmeye göre, Perinçek kime Yunan diyor? Takdir sizin.
Çok fazla detaya girmek istemiyorum. Fakat genç kardeşlerimiz bilmeyebilir, bilen de unutabilir. Hafızaları tazeleyeyim. Zamanında ABD, Afgan ‘mücahitleri’ destekliyordu. Batı medyası devamlı bu ‘mücahitleri’ çok seviyordu, hatta Taliban hastasıydı. ABD başkanlarıyla fotoğraf çektirirlerdi. Sonra ABD ‘bunlara güven olmayacağı’ düşüncesinden hareketle, Taliban’ı kötülemeye başladı. Sonra ABD, Taliban yönetimini devirdi. Yani diyeceğim şu; bu Batı ve ABD medyasının birini övmesine her zaman bir soru işareti ile bakmak lazım. ABD, Afganistan halkını mı seviyor yoksa Taliban’ı mı seviyor kimi seviyorsa Beyaz Saray’ın bahçesinde ağırlasın. Türkiye yol geçen hanı değildir.
Bir de hafızam beni yanıltmıyorsa 2003 yılında İstanbul’da patlamalar meydana gelmişti. Vatandaşlarımız canlarından oldu, binlerce kişi yaralandı. El Kaide saldırıyı üstlendi. Taliban, El Kaide ilişkisini iyi sorgulayın, iyi araştırın.
Gelelim, ‘kardeşlik, ensarlık, muhacirlik’ meselesine. Maneviyatın yok olmaya yüz tuttuğu günümüz dünyasında kimse kimseye ‘soyut dava’ satmasın. Herkesin dünyalık için koşturduğu, kimsenin kimseyle ekmeğini bölüşmediği, iş, evlilik gibi hususlarda dahi birbirine destek olmadığı bir dünyada ensarlıktan, muhacirlikten, kardeşlikten bahsedenler samimi değildir. Kız verirken bile lokmaya, hırkaya, dama bakmıyorsun da sen mi ensar olacaksın? Geçin bu işleri.