Dünyada devam eden çatışmalar, iklim değişikliği, şiddet, ekonomideki tablo gibi konuların konuşulduğu bir bayramı geride bıraktık. Bayram bunların gölgesinde olunca anlamlı bayramların yitip gittiğini fark ediyor insan. Eski bayramlar anılarımızda kaldı…
Dünya değişti. Bu gerçeği hepimiz görüyoruz. Nasıl görüyoruz; çocuklar artık bayramlıklarını yastık altında saklamıyor, ayakkabılarını başucuna koyup yatmıyor. O minik yürekler bile bayram diye heyecanlanmıyor. Bayramın bir tek ‘telaşı’ kaldı. Bir de genellikle hanımların meşgul olduğu ‘bayram temizliği’ kaldı geriye. Eski bayramlar geri gelmeyecek gibi görünüyor…
Gittikçe yok olan, maddiyatın altında ezilen maneviyatın geri gelmesini çok istiyorum. O eski bayramları çok arıyorum. Bu arama ve bulamamadan dolayı umudum her bayram azalsa da hala bir umudum var.
Artık aramızda olmayan sevdiklerimi, eski bayramların coşkusunu hatırlıyorum. Hatırladıkça da hüzünlendiğim oluyor açıkçası. Bayramlar farklıydı. Bir coşkusu vardı. Bayram, bayram tadındaydı işte. Sevinç ve mutluluk getirirdi. Eski bayramların coşkusunu geri getiremeyiz belki ama eski adetlerimizi, geleneklerimizi yaşatabiliriz herhalde…
Umarım geride bıraktığımız bayram, dargınların barışmasına vesile olmuştur.
Öte yandan Kurban Bayramı denilince aklımıza hac ibadeti geliyor. Küresel salgın sürecinin ardından ‘hacı’ olmak için yola çıkan vatandaşlarımız kutsal topraklara vardı. Onların da geçmiş bayramlarını kutluyorum ve sağlıklı bir şekilde ailelerine kavuşmalarını diliyorum.
Geçmiş bayramınız mübarek olsun…