Gençliğin yetiştirilmesi ve hangi niteliklerle donatılması gerektiği konusunda Atatürk’ün üzerinde önemle durduğu konu “tarih bilincidir. Tarihi çok seven, çok okuyan ve tarih çalışmalarına çok önem veren Atatürk, gençlerin sağlam bir tarih ve Türk tarihi bilincine sahip olmalarını daima vurgulamıştır. Atatürk gençliğin yetiştirilmesinde tarih eğitiminin, gençlerin Türk tarihi bilinci içinde yetişmelerinin önemine de işaret etmiştir. Türk genci, “göreceği öğrenimin sınırı ne olursa olsun, ilk önce ve her şeyden önce” Türk milletinin bütünlüğüne, bağımsızlığına, benliğine yönelen tehlikeleri göğüslemek gereğini öğrenmiş olmalıdır. Türk milletinin şan, şeref ve büyüklüklerle dolu tarihinden güç almalıdır. Tarih bilinci ile uyanmış, millî bilinçle bilenmiş olmalıdır. “Bir millet, büyükse, kendini tanımakla daha büyük olur.” diyen Atatürk, Türk gencinin, milletinin geçmişiyle, tarihiyle öğünmesini, ancak geleceğe güvenle bakabilmek için bugün bütün gücüyle çalışmak zorunda olduğunu da bilmesini ister. O, 1921 yılında şunları söylüyor: “Çocuklarımız ve gençlerimiz yetiştirilirken onlara bilhassa varlığı ile, hakkı ile, birliği ile çelişen bütün yabancı unsurlarla mücadele lüzumu ve millî düşünceleri tam bir imanla her mukabil fikre karşı şiddetle ve fedakârane savunma zorunluğu aşılanmalıdır. Yeni neslin bütün ruhsal kuvvetlerine bu özellik ve kabiliyetin zerki mühimdir. Daimî ve müthiş bir savaş şeklinde beliren milletler hayatının felsefesi, bağımsız ve mesut kalmak isteyen her millet için bu yüksek özellikleri şiddetle istemektedir. Yeni kuşağın taşıyacağı manevî özellikler yanında kuvvetli bir fazilet aşkı ve kuvvetli bir intizam ve inzibat fikrinden de bahsetmek zaruretindeyim.” Atatürk, 1922 yılında da aynı konuda şunları söylüyor: “Çocuklarımıza ve gençlerimize vereceğimiz öğrenimin sınırı ne olursa olsun, onlara esaslı olarak şunları öğreteceğiz: 1- Milliyetine, 2- Türkiye Devleti’ne, 3- Türkiye Büyük Millet Meclisine düşman olanlarla mücadele lüzumu. Fertleri bu mücadele gerekleri ve vasıtalarıyla donanmayan milletler için yaşama hakkı yoktur. Mücadele, mücadele lâzımdır.”[3] Atatürk’ün bu ve benzeri çok sayıdaki konuşmalarında bahsettiği, Türk milletinin değerlerine yönelen saldırılar karşısında ve değerlerimizin eğitimi konusunda gençlerin iyi yetiştirilmesinin sağlam bir tarih eğitimi ile gerçekleşebileceği bellidir. Türklük bilincinin, millet ve ülke sevgisinin tarih eğitimi ile sağlanabileceği açıktır. Nitekim Osmanlı Devleti’ndeki eksik ve yanlış tarih eğitimi, diğer unsurlara göre Türk aydınlarındaki milliyet bilincinin gecikmesine yol açmıştır.
Evet sevgili gençler geleceğimizin kıymetlileri emanetçileri; oluşturulan ve sizin de içerisinde olduğunuz sahte bir kuşak oluşturulmakta. Siz buna alet olmamalısınız. Bizim gençliğimiz kişiliği ile ahlaki ile örnek olması ile duruşu ile farklı olmalıdır. Bizim gençlerimiz saygılı olmalı bizim çocuklarımız büyüğe saygılı olmalı. Bizim neslimiz sokağa çöp atmamalı bizim neslimiz piknik alanlarına temiz bakmalı bizim beylerimiz sokakta ağzına hakim olmalı yakışan şekilde konuşmalı bayanlarımız kızlarımız bizim milletimizin şanına yakışır şekilde yaşamalı, donanım sahibi olmalı,ayaklarının üstünde durmalı,yaşantısı ile örenek olmalı… Bizim gencimiz milli ve manevi değerler üzerine yaşamalı. Bizim gencimiz üretmeli ve hayali üretim ile kazanacak ülke olmalı. Boşverin siz batı hayalini bilmem ne hayalini biz kimsenin etkisinde olmamalıyız ve olmadığımızda biz de kazanacağız ülke de kazanacak. Biz bize yeteriz gençler gerisi teferruat. Biz olacağız Türk genci gibi Türk İslam sevdasına layık olacağız. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün şu sözleri ile bitirmek istiyorum. “Gençler! Cesaretimizi kuvvetlendiren ve devam ettiren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık meziyetinin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli örneği olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve devam ettirecek sizsiniz.”
Selam ve Muhabbetle ey okur. Gençler başaracağız ve galip gelen daima biz olacağız.