Bu kelimeyi sık sık duymaya alıştık sanırım. Neyin piyasası olsa onun sahtesi yapılmakta. Acizane aklıma gelenler otomotiv, bal, ilaç, giyim çeşitleri vs. Sabahtan haberleri okumak için gazeteyi veya internet sayfasını açıyorsun efendim şu ürünün sahtesine dikkat bu ürün sahte olursa zarar verir sahte şu ürünü giyersen ayağına zarar verir vücuduna zarar verir. Acaba sadece bizim ülke için mi geçerli bilmem ama bu konu bence utanç verici. Kardeşim kopya çekme gibi bir becerin varsa sende orijinal bir buluş yap hatta da bunun patentini al ve senden bir eser veya ürün ortaya çıksın. Ama kısa vadede kazanabilmek ve halkın duyguları ile oynayarak içindeki sahte duygularla sahtecilik diye bir gayri meşru meslek dalı oluşturuyorsun.
Bir ülkeye giden Müslüman heyetine yemek davetinde bulunuyor ev sahibi üretici firmalar. Giden satın alacaklar malum hayvanı kastederek o etten biz Müslüman olmamız sebebiyle yemiyoruz derler. Onlar da öyle bir hazırlık yapmadık rahat olun diye dönüt verirler. Yemek yenilir çaylar içilir derken ürün siparişine geçilir. Bizim pis hayvan diye söylediğimiz hayvan etini yemeyen iş adamları ürün siparişi verirken ünlü firmaların baskılarını yapalım aman iyi satılır diyorlar. Ürün o ünlü firmaların değil ama baskı o ürünlerin çünkü satış sahtekarlığı yapacağız pis hayvan eti yemesekte.
Sonra yine bir televizyon reklamı ile meşhur olan bal hikayemiz var. Meğerse bal üretimi için hiç arı mevzuda yok. Nasıl yani diye tepki veriyorum adamlar makinalarla, esanslarla bal yapmışlar. Sahte pirinç mevzusu var bir de adamlar pirinç tarlasına uğramadan pirinç sürmüş piyasaya. Tabi bu konu uzar gider birçok örnek verilebilir ama vatandaşı düşünerek, sağlığı düşünerek, dürüst olmayı düşünerek böyle işlerle uğraşmamayı şiar edinmeliyiz. Gerçi dürüst olmayı ilke edinebilsek neler olacağız neler. Ahi Evran olarak esnafın piri diye ünü yayılan esnaflığın belki de Anadolu coğrafyasında yaşamış alperenlerinden olan ahlaki ve sosyal kurallarla esnaflığın adamca anayasasını yazan piri bütün esnaf olanlar örnek almalı o yoldan gitmelidir.
Ve elbet denetleme mekanizması en sonunda değil direk konuya dahil olmalı. Ceza çok büyük şekilde ve caydırıcı olmalı. Yapmış olduğumuz bir yurt dışı seyahatinde bizim ülkenin ürünlerini öven bir esnaf görmüştüm. Oysa biz o ürünlerden çok şikayetçi idik. Sordum neden böyle diye çok iyi tahliller yapılmakta ve herhangi bir zararlı ürün görülürse dahi kesinlikle ödeme dahi alınamadığı gibi birçok yaptırımdan bahsettiler. Bizlerde de öyledir diye umuyor ve ülkemiz vatandaşlarının sağlıkla ve gönül rahatlığı ile yediklerini tüketmelerini diliyorum. Evet sahte olan her şeyden uzak olacağımız zamanlar diliyorum. Sahte ürün sahte dost sahte muhabbet. Selam ve muhabbetle ey okur.