En son yazmış olduğum yazıda dostluk ile karşınızda oldum değerli okurlarım. Haftalık yazma günü gelince de okula ve yazmaya yeni başlamış çocuk gibi heyecan üst seviyeye ulaştı. Sonra düşündüm ve ilk hafta devam etsin dedim. Dostluk anlayışınızın içine kesinlikle kitapsız olmamayı koyun ey dostlar. Dostlar arasında kesinlikle okuma alışkanlıkları oluşturulmalı. Eğitimde sezon sonuna geldiğimiz bu dönemde yazma gereği duyduğum mevzu okuma ile örnek olma . Eğitim ile ilgili katılmış olduğumuz toplantılarda anlatılan bir konu vardı. Katılmış olduğumuz ortam bizi kendine uydurur. Kitap okuyan bir ortama girersek kendimizi kitap okurken buluruz, spor ile ilgili bir ortamda isek kendimizi sporun içinde buluruz, kötü alışkanlıkların olduğu bir ortama dahil olduğumuzda o ortamdan kendimize kötü huylar ediniriz. Bu örnekler elbette çoğaltılabilir.
Ve buradan da bir eğitimci olarak şu noktaya değinmeden geçmek istemiyorum. Sık sık veli görüşmeleri yapıyoruz. Velilerimiz görüşmelerde bazı konularda çocuklarından şikayetçi olmaktalar. Şikayetlerinin başında ise çocukların ders çalışmaması ve okuma alışkanlığının olmadığı gelmekte. Uzatmadan direk söylemek istediğim konuyu söyleyeyim. Biz çocuklarımıza ne örnek oluyorsak onlarda bir ayna gibi onları yapıyorlar. Mesala çocuğumuza kitap oku diyeceğimize bugünden itibaren günün belli bir saatini belirleyip kitap okuma vakti yapalım. Mesala çocuğumuza hadi odana ders çalışmaya, soru çözmeye diyeceğimiz vakitte bizde televizyon ve telefon alışkanlıklarını bırakarak kitap okuyarak, gazete, dergi okuyarak onlara örnek olalım ve onlarla iletişimimizi bu yönde sürdürelim. Çocuk içerde ders çalışırken içerden gelen televizyon sesiyle acaba hangi dizide ne oldu hangi dizinin artisti ne yaptı gibi düşüncelerde olmamalı. Çocuk kapısı açık şekilde dersini çalışmalı, kitabını okumalı ve aile olarakta bizlerde onlara örnek model olmalıyız. Çocuk zaten ders çalışmayı, kitap okumayı bilse bu yönde devam edecektir.
Maalesef biz çocuklara Türkçe, tarih gibi noktalarda rol model olamaz isek onlar ellerinden geldiği kadar yapar, yapamazsa da maalesef eğitim öğretim noktasında kaybolur gider. Kitap okuma yaptığımız zaman gibi yemek saati de dikkatlice değerlendirilmeli ve aile kavramı hassasiyetle elden bırakılmamalıdır. Oyun vakti oluşturulmalı ve beraber zaman geçirme ile birliktelik sağlanmalıdır. Eskiden beri devam eden bir oyunumuz var mesala; isim, şehir,eşya,hayvan gibi bir oyun. Eskiden bu oyunu zaman öldürme olarak görsekte şimdi genel kültür, kelime dağarcığını geliştirme gibi harika bir oyun olarak görmekteyiz. Bunlar örneklendirilebilir. Ama birlik olarak yapma noktası kesinlikle dikkatlice değerlendirilmelidir. Dönelim tekrar kitap okuma mevzusuna. Yapılan araştırmaların birinde yatmadan kitap okumak stresi yüzde 68 oranında azaltmaktadır ve uykunuzun kalitesini de artırmaktadır. Yaşlanma noktasında ise Alzheimer gibi hastalıkta faydası saptanmış bir durumdur. Son olarakta sınava girecek öğrencilere bir şeyler demek istiyorum. Değerli gençler sınavlarda soruları kolayca anlamanın yolu iyi bir okur olmakta. Siz soruları ne kadar hızlı anlar ve çözüme o kadar hızlı giderseniz sizin zaman anlamında rahat etmenize sebep olacaktır.
Velhasıl okumalıyız. Tarih okumalıyız, Türkçe okumalıyız, siyaset okumalıyız(sadece kendi siyasi görüşümüzle kalmamalıyız),dini değerlerimize has eserleri okumalıyız, bilimsel eserler okumalıyız. Dolu dolu bir şahsiyet olmak için yükümüzü bu şekilde doldurmalıyız. Kitap-sız kalma boş olma diyerek herkesi her daim okumaya davet ediyorum. Hediyeleşmede kitap faktörünü unutmayalım. Her gün kitap okumadan gözünüze uykunun girmediği bir hayat diliyorum ey okur. Bu konu ile ilgili gazetemizin mail adreslerinden tarafımıza ulaşarak eğitimde rol model noktasında destek isteyebilir ve yorumlarınızı iletebilirsiniz.
Selam ve muhabbetle.