28 Ekim 1923 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” dediği yemekten sonra yaşananlar aslında Cumhuriyetin kolay ilan edilmediğinin göstergesidir.
Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk’ta Cumhuriyeti ilk dile getirdiği anın ardından gelen tepkilerle ilgili Nutuk’ta şu ifadeleri kullanıyor:
“Görüyorsunuz ki, Cumhuriyetin ilanına karar vermek için Ankara’da bulunan bütün arkadaşlarımı davet ederek onlarla görüşüp, tartışmaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim. Çünkü onların da aslında ve tabii olarak benim gibi düşündüklerinden şüphe etmiyordum.
Halbuki, o sırada Ankara’da bulunmayan bazı kişiler, yetkileri olmadığı halde, kendilerine haber verilmeden, düşünce ve rızaları alınmadan Cumhuriyet ilan edilmiş olmasını bize gücenme ve bizden ayrılma sebebi saydılar.”
Cumhuriyet karşıtları 100 yıl önce vardı ve ne yazık ki bugün de var.
Egemenliğin milletten alınıp belli bir kişiye ya da zümreye verilmesini isteyebilecek bir zihniyet maalesef halen mevcut. Ağa kültürünü tüm benliği ile benimsemiş, hizmetkar olmaktan, boyun eğmekten, uşaklık yapmaktan haz alan, Allah(c.c.)’ın kendisine verdiği iradeyi başkalarına devretmeye hazır insancıklar maalesef hiç eksik olmadı. O günlerdeki irade teslimiyetçilerine rağmen Atatürk, ekibi ile birlikte gerekli yasa çalışmalarına başladı, meclise sundu ve iyi ki geniş bir istişare yapmadan Cumhuriyet’i ilan etti.
Kim ne derse desin, kim ne düşünürse düşünsün Cumhuriyet benim ülkemde sevildi, korundu, güçlendi ve bugünlere geldi.
Şimdi 100 yaşında.
Düşmanlarına, ihanetçilere, irade teslimiyetçilerine, ağa sevdalılarına, fesli kafalara, saltanat özlemiyle yanıp tutuşanlara rağmen güçlenerek büyümeye devam ediyor.
Yolun açık olsun Cumhuriyet.
İçinde barındırdığın tüm güzelliklerle nice yüzyıllara…