Yenilendik ama eskilerden bahseder olduk
Her geçen gün ülkemizin, insanlarımızın ilerlediği ve modernleştiğinden bahsediyoruz. Bundan hoşlandığımızı belirtiyoruz. Ama her ne hikmetse hep de eski günleri anıyoruz.
Bir Ramazan Bayramını daha idrak ettik. Ramazan ayında teravi namazlarını kılamadığımızdan, bayram geldi, bayram namazını kılamadığımızdan şikayet ettik. Bayramda eşle dostla beraber olamamanın üzüntüsünü yaşadık. Ve de her fırsatta eski günleri anar olduk.
Yaşlar ilerledikçe eski günlere özlemi, çok daha gündeme getirir olduk.
Bu durum sadece bizde böyle değil, bakın Amerikalı sinema oyuncusu Merly Streep bu özlemini nasıl dile getirmiş:
“Bazı şeyler için artık sabrım yok; ukala biri haline geldiğim için değil, aksine hayatımda artık beni mutsuz eden ya da üzen şeyler ile vaktimi daha fazla kaybetmek istemediğim bir noktaya ulaştığım için…
Laf sokmalara, haddinden fazla eleştirilere ve hangi türden olursa olsun talep ve beklentilere artık sabrım yok.
Benden hoşlanmayan insanları memnun etmeye, beni sevmeyen insanları sevmeye ve bana gülümsemeyen insanlara gülümsemeye yönelik arzumu kaybettim.
Artık yalan söyleyen ve beni yönetmek isteyen insanlara bir tek dakika bile harcamak istemiyorum.
Oyunların, ikiyüzlülüğün, sahtekarlıkların ve ucuz övgülerin olduğu ortamlarda bulunmak istemiyorum.
Çok bilmişliğe ve akademik ukalalığa tahammülüm yok. Aynı şekilde boş dedikodulara da bulaşmak istemiyorum.
Uyuşmazlıklardan ve karşılaştırmalardan nefret ediyorum. Farklılıklardan, hatta zıtlıklardan oluşan bir dünyaya inanıyorum, bu nedenle katı ve toleransı olmayan insanlardan kaçınıyorum.
Arkadaşlıkta sadakatsizlikten ve ihanetten hoşlanmıyorum. Birisine nasıl iltifat edileceğini ya da cesaretlendirmek için ne diyeceğini bilmeyen insanlarla bir arada olamıyorum.
Abartılar beni sıkıyor. Ve her şeyin de üzerinde, sabrımı hak etmeyen hiç kimseye sabrım yok.”
Ne dersiniz aslında belki kültürler farklı olsa da düşünceler pek de birbirinden uzak değil, öye değil mi?