Geçtiğimiz hafta çok önemli bir program vardı. OSEG(Otomotiv Sektörünün Geleceği) Konferansı… Konferans önemliydi. Ancak bu konferansın içeriğini sonraki bir yazımda değerlendireceğim. Şimdi farklı bir konuya değinmek istiyorum.
Konferansta bir konuşma yapan Konya Sanayi Odası Başkanı Memiş Kütükcü konuşmasının bir yerinde şöyle bir şeyler söyledi: “….. Bu şehirde üretim var, yatırım var, ticaret var. Ama bir şey yok. Bürokrasi. Biz bu şehirde bürokrasiyi kaldırdık değerli konuklar. Valimiz, Büyükşehir Belediye Başkanımız, Oda-borsa başkanlarımız, iş adamları derneklerimiz, tüm kurum ve kuruluşlarımızla; birlik ve beraberlik içerisinde çalışıyor, yatırımcının önünü adeta jet hızıyla açıyoruz….”
Bu cümleleri dinleyince şöyle bir düşündüm. Konya’da sanai yatırımları tabii ki ne olursa olsun destekliyorum. Olması gereken bir konudur. Ve bir Konyalı olarak da Konya’ya yapılan yatırımların çoğalması, büyümesi ve desteklenmesi gereklidir.
Ama aklıma bu sefer daha küçük yatırımcılar geldi.
Konya’da yüzbinlerce lira yatırıp, kendisine kafe açan ve o kafelerde hem insanların vakit geçirmesini hem eğlenmesini sağlayan yatırımcılara uygulanan yaptırımlar aklıma geldi.
Nalçacı caddesinde hepinizin malum olduğu 7-8 tane kafe yan yana hizmet vermektedir. Bunların hepsi gereken işletme ruhsatlarını almışlar ve burada insanlara hizmet vermektedirler. Ve de bence Nalçacı caddesinin dinamizmini sağlamaktadırlar.
Ve yıllardır bu hizmet sürerken “estetik kurulu” diye bir kurul çıkmış ve buraların estetik olmadığına karar vermiş. Ve “bulunduğunuz dükkândan 7 metre değil, 3 metre çıkabilirsiniz” demiş. Yani çocuk oyuncağı gibi bir şey… Siz milyarlar harcamışsınız, oralarda vergi ödüyormuşsunuz, SGK’lı işçi çalıştırıyormuşsunuz, vatandaşa hizmet ediyormuşsunuz, bunlar o kurulun umurunda değil. Onlar nasıl olsa birkaç bin TL maaşlarını aldılar mı işleri bitiyor.
Gelelim bir de konunun hukuki yönüne; buralar apartmanların ortak alanları. Yani mesela apartmanınızın bahçesine bir kameriye yapmaya kalkarsanız, genel kurul kararı alır ve uygularsınız. Ve şimdiye kadar hiçbir apartmanın bahçesindeki kameriyeye belediyenin karıştığını görmedim.
Aslında bu estetikçi kurul da bunu böyle değerlendirmeli ve oradaki aktivasyonu ve dinamizmi bitirmeden, estetikten ne anlıyorlarsa o şekil bir düzenleme yapmalılardı.
Ayrıca bu kafeler açılırken belediye kafelerin üzerindeki kat maliklerinden muvafakat istiyor ve alıyor. Zaten almazsa ruhsat vermiyor. Ruhsatı aldıktan sonra mesela bu muvafakatle o sitenin ortak alanını kullanmak için de muvafakat alan bir kafe o alanı “kameriye” mantığında kullanamayacak mıdır acaba?
Yani Konya belediyeleri her işi zorlaştırırken, bürokrasiyi oldukça arttırırken ve de insanların bu “cendereden” kurtulmaya çalışırken, yasanın açıklarından yararlanmaya çalışmalarının hiçbir tarafa faydası olmayacaktır.
Bence Konya’dan gerçekten bürokrasiyi kaldırmak istiyorsak, AK Parti Milletvekili Ziya Altunyaldız’ın belirttiği gibi liberalleşmek istiyorsak, Konya’yı yönetenler biraz kendini aşmalıdır. Biraz daha vatandaşların isteklerine kulak verirken, kendileri gibi düşünmeyen insanların da bu şehirde yaşadıklarını düşünmelidirler.
Bu, aslında Konya’da gelişimin de en önemli dinamosu olacaktır.