Trafik böyle çözülmez
Bence hangi konu olursa olsun, çözümü için çıkarılan kanunların kontrolü ve denetlemesi, o sorunun en önemli çözüm metodudur. Ancak eğer kontrolü yapamıyorsanız, istediğiniz kadar kanun, yasa çıkartın, hatta Anayasa’yı değiştirin, değişen bir şey olmaz. Trafik de bu önemli sorunlardan biridir.
Şimdi şöyle bir bakalım: Pazar günü Karaman caddesine doğru eski İstanbul caddesinden araçla geçmeye çalıştım. Ama ne mümkün!
Eski İstanbul caddesinden, eski Fenni Fırın kavşağına kadar geldim. Oradan devam etmek ayrı bir macera. Milim milim eski Sümerbank’ın yan tarafına kadar geldim. Işıklardan geçmek de oldukça zordu. Neyse ışıklardan da geçtim. Çift şeritli yol tek şeride düştü zaten. Çünkü sağ tarafta araçlar park etmişti. Sadece sol şerit çalışıyordu. Sanırım burası boydan boya Aziziye Caddesi olsa gerek. Ve bu Aziziye Caddesi sağ taraf tamamen araç park yerine dönmüş ve ilerlemenin imkanı kalmamıştı. Ve bu süreçte bir tane trafik polisi maalesef gözüme ilişmedi.
Gelelim yine eski İstanbul Caddesi’ne. Sultan Veled Caddesi’nden, eski Karma Ortaokulunun önünden giderken İsmet Paşa ilkokuluna doğru, günün neredeyse 24 saati parkla doludur. Bu arada bilhassa bu caddede otellerin önü, cadde olmasına rağmen, sanki otellerin özel otoparkı gibidir. Bu yolda, ayrıca, bırakın Konya’yı, bırakın Türkiye’yi, Dünya’da ilginç bir trafik olayı vardır ki araçlar sağ tarafa park etmiş durumdadır. Yani bu yolun sağlı sollu iki tarafı da park yeri haline getirilmiştir ama baktığınızda bir park yasağı levhası dahi göremezsiniz.
Yine başka bir konu daha; Sille’den şehir merkezine doğru geliyorsunuz. TED Koleji’nin kavşağına gelince bir bakıyorsunuz okulun servisleri neredeyse yolun yarısına kadar işgal etmiş durumda. Neyse ki bu durum sadece okul giriş ve çıkışlarında meydana gelen bir olay. Ama trafik kazalarının belirli saatleri yoktur ki… Sille tarafından gelen araç okulu göz önünde bulundurmayabilir ve aynı zamanda biraz da hızlı olursa orada istenmedik olaylar meydana gelebilir.
Yani bu örnekleri çoğaltmak oldukça mümkün. “Bunun çözümü nedir” diye sorarsanız, çözüm denetlemede yatıyor. Eğer denetleme olmazsa veya denetleme herkese eşit olmazsa o zaman bu tür sorunların çözümü oldukça zorlaşacaktır.
Oteller, işletmelerini açarken zaten bir otopark göstermek zorundadırlar. Bu gösterilen otoparklar oteller tarafından aktif olarak kullanılmalıdır. Ve kullanmaları sağlanmalıdır. Kısa vadede eski İstanbul caddesinde bir kentsel dönüşüm gözükmediğine göre bu caddeler en geniş haliyle sürücülere kullandırılmalıdır. Bunda da görev sanırım trafik ekiplerine düşmektedir.
Bir işi “yapıyormuş gibi” yapmamak lazımdır. Ya yapmalıdır ya da yapmamalıdır. Tabii ki burada trafik kurallarına uymayanları veya kuralları çiğneyenleri görmezden gelmiyoruz ama maalesef trafik bir kültür meselesidir. Bizim toplumumuzda bu tür kurallar maalesef denetlemelerin sıklığıyla çözülebilir.
Eğer bu denetlemeleri sıklaştıramaz ve denetlemeden uzaklaşırsanız kuralları çiğneyen insanları ödüllendirmiş, kuralları uygulayan insanları da cezalandırmış olursunuz.
Otomobile bindiğim zaman ilk işim emniyet kemerimi takmaktır. Cep telefonum, aracımın medya kitine bağlı olduğu için, araçta hiç cep telefonumu kullanmam. Bunu da kullandığım araca binmiş olan tüm arkadaşlarım bilirler. Bunun nedeni yasal korku falan değildir. Sadece “kendi güvenliğim” için bunları uygularım. Ama her ne hikmetse bir motosikletli polis araçta telefonla konuşmaktan ötürü araç plakama ceza yazabiliyor. (Bu polis bunu ispatladığı takdirde ehliyetimi bırakırım)
Şimdi bunu görünce ister istemez Konya’daki trafik sorunundaki mücadelede bir sorun olduğu kanısı oluşmaya başlıyor. Yani bir tarafta kurallara azami uymaya çalışan ama ispata muhtaç bir ceza, diğer tarafta kurallara uymayanlara müsamaha gösteren bir anlayış. Ve “Konya’da trafik sorunu nasıl çözülür” boş muhabbeti…
Trafik denetlemesi konusunda oldukça büyük bir görev Konya Emniyeti’ne düşmektedir. Eğer bu şekilde devam ederse Konya’daki trafik sorunu daha kronik bir hal alacaktır. Hele vatandaşlar bu çalışmalara güvenmezlerse çözüm de bir o kadar güvensiz bir hal alacaktır.