Son bir senedir Meclis’te neler yapıldı çok hatırlamıyorum işin doğrusu. Meclis’te malumunuz çoğunluk AK Parti grubunda. AK Parti’nin vekil sayısı 316. Cumhuriyet Halk Partisi’nin milletvekili sayısı 133, HADEP’in 55, MHP’nin 36 ve Bağımsız milletvekili sayısı da 5. 5 sandalyede boş olarak bulunmakta.(Bu rakamlara kimse itiraz etmesin, TBMM’nin resmi sayfasında açıklanan bu).
Yani anlayacağınız AK Parti dışındaki sandalyelerin toplamı 229’da kalıyor. Dolayısıyla TBMM’nin çalışmasını belirleyen grubun AK Parti grubu olduğunu söylememe sanırım gerek yoktur.
AK Parti’nin istediği şekilde bir yasama onay görürken, AK Parti’nin istemediği de kesinlikle kabul görmemektedir.
Bu arada AK Parti’nin kurucusu, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın baskın karakteri ve liderliği neticesinde, Erdoğan’ın söylediklerinin de hemen uygulandığı düşünülürse aslında Meclis’e yön veren ve çalıştıranın Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz.
Yani her ne kadar demokratik görünmez gibi olsa da meclisteki 316 oy sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinde olan oy sayısıdır.
Dolayısıyla da bugün için “Meclis demek, Recep Tayyip Erdoğan demektir” dersek sanırım yanlış olmaz.
Dolayısıyla aslında siyasetimizin tıkandığı nokta da tam da burasıdır.
Recep Tayyip Erdoğan’a bir alternatif üretmeyen siyasetimiz, “nasıl olsa yine kazanır” mantığında yürümektedir.
AK Parti’ye kızıp başka partiye yönlenmek isteyen vatandaş, iktidara oy oranı olarak en yakın CHP’yi görmekte, ancak “CHP’ye oy vermektense “kerhen”de olsa AK Parti’ye oyumu veririm” diyen vatandaşlar ortaya çıkmaktadır.
MHP alternatif olmaktan iyice uzaklaşmıştır. MHP ve AK Parti neredeyse kardeş partiler olmuş ve burada da, bundan karlı çıkan AK Parti olmuştur.
Dolayısıyla ne zaman tatil olduğu, tatilde neler yaptığını bilmediğim TBMM, demokrasinin gereği açılmıştır ama siyasi ortam bu şekildedir. Yani demokrasinin buradaki tarifi “tek adam demokrasisi”dir.
Bundan vatandaşlar rahatsızlık duymuyorsa bizlerin rahatsızlık duyması gibi bir şey söz konusu olmaz. Herkes bu oyunda yerini almış durumda iken; “politikacılık” oynayanları seyretmek sanırım en doğru hareket olacaktır.