Konya’da beklenilen tarım fuarı açıldı. Kim ne derse desin tarım fuarı Konya ekonomi ve sosyal hayatına kesinlikle bir katkı sağlıyor. Ve her geçen yıl da bir öncekine göre daha ileri dereceye taşınıyor. Genelde böyle organizasyonlarda vatandaş “bakan” gibi isimler açılışta olsun istiyor ama artık o da sanırım zamanla değişecek. Mesela dün açılışta, bir vali, bir bakan yardımcısı, bir genel başkan yardımcısı, 5 milletvekili, bir büyükşehir belediye başkanı ve diğer protokolü de düşünürsek katılımcıların oldukça ağırlıklı olduğunu söyleyebiliriz. TÜYAP Genel Müdürü İlhan Ersözlü’yü de dinleyince bu fuar için yapılacaklar son aşamasına kadar, binlerce otobüsle ziyaretçi taşımaya kadar her şeyin yapıldığını bize gösterdi.
Katılımcı firmalar da oldukça fazla. Tabii ki bu firmalardan öne çıkanlar da var. Türk Traktör firması bunlardan biri. Fuardan bir gün önceki akşamda Türk Traktör firmasının davetlisi olarak Hilton oteldeydik. Burada Türk Traktör ve markaları New Holland ve Case markalarını sayın genel müdür Aykut Özüner ve genel müdür yardımcısı Cem Akyüz anlattılar. Yani her sene tarım fuarından önce yaptıkları bu basın buluşmasını bu sefer de unutmamış oldular. Basın için de aslında nezaketli bir durum bu. Yani Koç Holding bünyesinde Türk Traktör firması nezaket gösterip basın mensuplarıyla buluşup, firmalarının çalışmalarını anlatırken aynı zamanda bunu da senede bir “mutat” hale getirmiş durumdalar. Bu yönüyle Türk Traktör firmasına, bir basın mensubu olarak teşekkür ediyorum. Yüzlerce katılımcı firmadan bu durumda olanlar maalesef çok az. Ve Türk Traktör’ün neden Türkiye’de sektör birincisi olduğunu da tahmin ediyorsunuzdur.
Bu arada açılıştan sonra Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’la da stantları gezerken biraz adımladık. Ulusal firmaların stantlarını gezdi ve hemen görevlilere seslendi “arkadaşlar beni yerli firmalarımızın stantlarına da bir götürün” diye… Bu anekdotu da anlatmadan geçmeyeyim çünkü Büyükşehir Belediye Başkanının bu duyarlılığı bence anlatılmaya değer.
Açılışta bir tartışma da yaşandı. Bu tartışmaya geçmeden önce, iki olay anlatmak istiyorum. Türkiye’nin deneyimli siyasetçilerinden Deniz Baykal’ın bir sözü vardır “Siyaset nezaket sanatıdır” der. Bence çok doğru bir tespit. Siyaset nezaketle yapılırsa halka hoş gelir. Hatta karşındaki nezaketsizse bile nezaket gösterebilmek daha büyük bir erdem olsa gerek.
2006 yılında Alaaddin Düğün Salonu’nda(eski Torrance) nikah merasimim oldu. Nikah memurluğumuzu o dönemin Selçuklu Belediye Başkanı saygıdeğer Adem Esen yaptı. Nikah şahidim; CHP Konya eski Milletvekili (nur içinde yatsın) Nezir Büyükcengiz’di. Adem Esen nikahı kıydı ve nikah cüzdanını vermek üzere Nezir Bey’e uzattı. Nezir Bey nikah cüzdanını aldı ve o sırada salonda nikah için gelmiş olan o dönem AK Parti Konya Milletvekili olan Halil Ürün’ü gördü. Mikrofonu da eline alarak, “aramızda, uzun süre Konya’mıza belediye başkanı olarak hizmet eden, şimdi de TBMM’de meslektaşımız Halil Ürün’ü görüyorum, izin verirseniz ben nikah cüzdanını vermek üzere onu çağırmak istiyorum” dedi ve Halil Bey’i çağırdı. Sayın Halil Ürün de sahneye yanımıza gelerek nikah cüzdanımızı takdim etti. Ama öncesinde Nezir Bey’in kulağına eğilerek “Nezir bizi mahcup ettin” dediğini de işittik.
Yani birisi AK Parti milletvekili, diğeri CHP milletvekili ama ikisi de Konya milletvekili… İşte siyasette nezaket böyle bir şeydir. Ve bu nezaketi tüm milletvekillerine ve tüm siyasetçilere kesinlikle öneriyorum.
Gelelim fuar açılışında yaşanan olaya; Fuar açılışında protokol sırasına göre konuşmalar yapılıyordu. Ve sıra milletvekillerine geldiğinde “Konya Milletvekilleri adına Leyla Şahin Usta” diye bir anons geldi. Bu anonsun doğru olmadığına katılıyorum. Burada sunuculuk yapan arkadaş daha uyanık olmalı ve oradaki katılımcıları bilerek ona göre bir değerlendirme yapmalıydı. Hatta bence o anonstan önce milletvekillerine söz verilemeyeceği sadece Genel Başkan Yardımcısı sıfatıyla Leyla Şahin Usta’ya söz verilmek istendiği İyi Parti milletvekiliyle de paylaşılmalıydı.
Siyasi nezaket şöyle işlemesi lazımdı: Tüm milletvekillerine söz verilemeyeceği, bunun zaman kullanımını sıkıntıya sokacağı belirtilerek sadece bir milletvekilinin konuşması izah edilmeliydi. Ama burada da Fahrettin Yokuş’un yapması gereken “Konya’mızda bir genel başkan yardımcımız var, onun konuşması uygundur” diyerek konuyu bir jestle geçiştirmeliydi.
Zaten orada konuşma yapılsa, siyaset yapma durumu yoktur. Oradaki muhataplar zaten vatandaştan daha ziyade fuarla alakalı ticaret amaçlı gelmiş kişiler idi. Burada siyaset yapmak da çok doğru bir seçim olmazdı. Ama Genel Başkan Yardımcısına yapılacak bir jest çok önemli adımlar atılmasına ve Konya yararına olacak bir durum yaratırdı.
Onu geçtik; ikinci alternatif, madem milletvekili Yokuş’un hoşuna gitmeyen bir durum oldu gitmek yerine “ben de milletvekiliyim, beni kimse temsil edemez, o nedenle muhalefet partileri milletvekillerini temsilen de ben konuşacağım diye orada otursaydı kalkmasaydı.
Tabii ki burada Fahrettin Yokuş’u çok iyi anlıyorum. Geçenlerde benim de başıma böyle bir olay geldi. Hem de şansa bakın ki İyi Parti’de.
Gazete olarak terör örgütünün partisi olduğunu ifade eden parti dışında tüm partilere sayfalarımız açıktır. Ve de kurulduğundan bu yana İyi Parti’ye de gereken özeni hatta biraz da yeni olmalarından dolayı “pozitif ayrımcı” bir yaklaşımla da yaklaştık. Hatta gittiğimiz birçok programda sadece bizim gazetemiz vardı. Gazetelerin birçoğu yer vermiyorlardı. Bu düşünceler içerisinde, İyi partide bir programa katıldım. Benimle beraber 2 gazeteci arkadaştık. Ve İyi Parti’nin MKYK üyesi çıktı bir konuşma yaparken, diğer gazeteci arkadaşı överken, bizi görmedi bile. Dediğim gibi kurulduğundan beri destek vermeye çalışırken görülmemek gerçekten insan için üzücü bir durum. Tabii ki ben de o anda programı terk edip gittim. Peki, orada bulunan sayın vekil, veya il başkanı nezaket göstererek aradılar mı? Sizce?
İşte bu nedenle ben Fahrettin Yokuş’un orada yaşadığını anlayabiliyorum ama bu gibi durumlarda artık sendikacı fevriliğiyle değil, politikacı duyarlılığıyla davranmalıdır.