Fırsat buldukça hep yazıyorum ve bundan sonra da yazmaya hep devam edeceğim: STK’lar Devlet’ten yardım alarak geçinen Devlet üzerindeki kamburlar değildirler. STK’lar adı üzerinde sivil toplumu temsil ederler. Devlet’i değil…
Burada STK’nın tarifini falan verecek değilim. Malumunuz bunu merak eden varsa Türk Dil Kurumu sözlüğünden öğrenebilir. Ancak herkes STK’nın “sivil toplumu” temsil ettiğini anlamalıdır.
Devlet’in kurumlarına sırtını dayayarak, yapılacak faaliyetin parasını Devlet kurumundan isteyerek STK’cılık yapılmaz.
STK bir amaç için bir araya gelenlerin oluşturduğu inisiyatifse, ortada ortak bir amaç olmalıdır. Ve STK’lar da bu ortak amaç dışında bir faaliyette bulunamazlar. Yani Kuşları Sevenler Derneği, amaçları arasında tüm hayvanlar değil de sadece kuşlar varsa mesela fillerle ilgili faaliyetler yapamazlar.
Bunu iyi anlamak lazım… Birileri STK diye çıkıyor ortaya, ondan sonra sırtını da Devlet’in kurumlarına dayıyor, maddi desteklerini de buradan sağlıyor ve akabinde de sanki şehir için çok büyük işler başarmış gibi bir tavırla, “şehir benden sorulur” gibi geziniyor ortalarda…
Bu tür yaklaşımlar hem STK’lara ilgiyi azaltır, hem de insanları “ancak“menfaat” duygusu içerisinde STK’cılık yapılır” algısına yönlendirir.
Halbuki STK demek, bir temaya Devlet kurumlarının dışında sivil inisiyatifin getireceği katkı demektir. Yani, insanlar, maddi ve manevi olarak kurdukları STK’nın o temayla ilgili yaptığı faaliyetler neticesinde yine halktan alacakları maddi ve manevi destekle, o sorunun çözümünde bir bakış açısı getireceklerdir.
Mesela şöyle bir STK örneği bulalım: Fidan Dikme Derneği… Bu derneğin amacı da Konya’ya 10 milyon fidan dikmek olsun.
Bu derneği kuranlar, öncelikle yönetim olarak kurdukları dernekte neler yapılması gerektiğini tüm halka duyuracaklar ve de ardından halktan kendilerine destek olacakların katılımıyla fidan dikme programları yapacaklardır. Bu arada hem yöneticiler hem de bu amaca gönül verenler maddi desteklerini de ortaya koyacaklar ve Devlet’ten destek almayacaklardır. Çünk zaten Devlet kendisi Orman Bakanlığı aracılığıyla orman yaratmak adına fidan dikme işini yapıyordur. Ve de bu sivil inisiyatifin işi durumundadır.
Nihayetinde amaç olan 10 milyon fidan dikildiğinde, bu STK amacını tamamlayarak kendisini fesih eder. Yani STK’lar amaçlarını tamamlayana kadar görevdedirler.
İşte en sade anlatımıyla STK’ların çalışma biçimi budur. Bunun dışında her işi yapmaya çalışan, işi ticarete döken ve de üzerine üstlük sırtını Devlet’e dayayan STK’lar sadece zamanın STK’ları olarak işe yaramazlar içerisinde tarihsel yerlerini alacaklardır.
Benden söylemesi…