Artık üzerinden iki gün geçti. Rahat rahat yorum yapabiliriz. Bir kere şunu baştan söyleyeyim. Her konuda olduğu gibi spor konusunda da devletlerin bir siyaseti olmalıdır. “Siyasetsiz spor” politikası bile siyasettir. Bunu herkes kabullenmelidir. Ama yine her konuda olduğu gibi spor konusunda da “ben yapıyorsam mübah, ben yapmıyorsam mübah değil” mantığı maalesef hakimdir.
Sevgili Konyasporlular öncelikle şunu iyi görmeliyiz ki kuvvetli bir takım olacaksak çok paramız olacak. Olay bu kadar net. Yani 50 yıl önceki, amatör ruhla ne dünyada ne de ülkemizde sporun gelişmesi ve büyük takım olma şansı yoktur.
Konyaspor bugün itibariyle ipten dönmüştür. Konyalı yöneticilerin, sporcuların hiçbir katkısı olmadan son anda düşmekten kurtulan bir Konyaspor ortadadır. Bu sene ipten dönülmüştür ama seneye başarılı olacaktır diye bir kaide gözükmemektedir. Söylediğim gibi bu iş para işidir. Eğer paranız yoksa, gerekli oyuncu alışını yapamıyorsanız, yetenekli teknik direktör getiremiyorsanız seneye de başarı beklemek sadece hayal olur.
Ben bu iki üç gün süresince yorumları, yazıları hep okudum. Bazı kişiler “Ömer Korkmaz” sayesinde takımın kurtulduğunu yazmaktalar. Bir kısım Trabzon anıtı dikmek istemekteler. Halbuki olayın değerlendirmesi böyle olmaz. Bir kısım insanları anlıyorum; “Ömer Korkmaz’a yaranmak adına” böyle şeyler yazıyorlar. Ama olayın sosyolojisini daha geniş düşünmek zorundayız ki ders alabilelim.
Bakın Ahmet Şan yönetimini düşünelim. Konyaspor bu dönemde lig üçüncülüğünü aldı. Türkiye kupasını aldı. Avrupa’da ilk kez Konya’yı temsil etti. Yani kısacası Konyaspor Ahmet Şan yönetiminde çok başarılı sezonlar geçirdi.
Ardından Ahmet Şan kendi isteğiyle başkanlıktan ayrıldı ve Fatih Yılmaz kısa bir süre başkanlık yaptı. Daha sonra da Hilmi Kulluk yönetime geldi. Daha önce birkaç kez yazmıştım, bir daha hatırlatayım. Ahmet Şan yönetiminin oluşturduğu takım Hilmi Kulluk yönetiminde de devam etti. Ahmet Şan döneminde takımın başarılarının mimarı olan Teknik Direktör Aykut; Hilmi Kulluk yönetiminde de bulundu. Şan yönetiminde başarıların mimarı olan Aykut, Kulluk yönetiminde de takımı çok kötü bir duruma getirdi. Şan yönetiminin başarılarının meyvelerini yiyen Kulluk yönetimi, takım kötüye gitmesine rağmen takımı ligde tutmakta zorlanmadı.
Daha sonra Fatih Özgökçen yönetimi geldi. Fatih Özgökçen yönetimi derken aslında şimdiki yönetim çoğunlukla Fatih Özgökçen yönetiminden oluşmaktadır. Yani başkan Ömer Korkmaz, Adem Bulut gibi isimler Fatih Özgökçen’in de yönetimindeydiler. Ve bu Özgökçen yönetimi de aslında Ahmet Şan yönetiminden gelen başarıların meyvelerini yemişlerdi. Ama tabii ki bir yerden sonra artık bu meyveler patladı. Ve gelinen aşamada da aslında takım kendi çerçevesinde ligden düşerken; sadece Trabzon maçının sonucuyla ligde kalabildi.
Şimdi ben bunları yazınca hep bir yafta yapıştırma meraklıları saldıracaklar ama şunu belirteyim de yine saldırsınlar. “Perşembenin gelişi çarşambadan belli olurmuş” aslında bu gidişatın kötü olduğu ve sonucun bu aşamalara gelmesi belirtileri Hilmi Kulluk yönetiminde ortaya çıkmıştı. Ve ben o dönemlerde bu uyarıları yazmıştım ama bu dönemde Ömer Korkmaz’a yaranmaya çalışanlar gibi o dönemde Hilmi Kulluk’a yaranmaya çalışanlar hemen atağa geçmişti.
Halbuki bu tür organizasyonlarda kişilerin çıkarları değil, organizasyonun bütün çıkarı önemli olmalıdır. Bunun vebali vardır.
Gelinen aşamada tabii ki Anadolu takımlarının Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş kulüpleri gibi bir para bulması; böyle takımlar kurması imkansız gözükmektedir. Dolayısıyla bunu da düşündüğümüzde Anadolu takımları, konjonktüre ayak uydurmadıkları müddetçe bundan sonra çok kolay ilerleyemeyeceklerdir.
Bundan sonraki süreç yönetimin asıl başarısını gösterecek süreçtir. Bence başkanın kim olduğu önemli değil ama yönetim öyle oluşturulmalıdır ki Konyaspor’la alakalı ve de toplumda söz sahibi olan kişilerin yanı sıra, parası olmasa da ömrünü Konyaspor’a heba etmiş kişilerle bir karma yönetim oluşturulmalıdır. Çünkü yönetim sadece para işi de değildir.
Ben her yere aday olayım, şu dernekte de başkan ben olayım, şu vakıfta da başkan ben olayım diye her yere saldıran adamlardan yönetici olmaz.
Mesela hayatını Konyaspor’a endekslemiş Ekrem Coşkun Konyaspor’da yönetici olmalıdır. Mesela ömrünü Konyaspor’da geçirmiş Mehmet Tankut yönetici olmalıdır. Yani bu isimleri çoğaltmak mümkündür. Ve burada önemli olan ortak payda “Konyaspor sevgisi” olmalıdır. Yani parası olan parasını, zamanı olan zamanını Konyaspor’a vakfetmelidir.
Ya böyle “amatör ruhlu” profesyonel mantıklı bir yönetim oluşmalıdır ya da bir ara konuşulduğu gibi bir şirket kurulmalı ve Konyaspor o şirketin olmalıdır. İsmi devam etmelidir.
Sonuçta görünen odur ki konjonktüre ayak uydurmazsak zaten her sene birilerinin sayesinde nasıl ayakta kalırız diye düşünüp dururuz.
“Bu takımla olmaz” gibi beylik laflar yazmak istemiyorum bile. Yani bu takım berbat bir takımdı zaten. Bu takım Galatasaray’la 100 maç yapsa yüzünde de yenilecek bir takımdır. Yani ligde kalıp kalmamamız bu takıma kalsaydı, çoktan düşmüştük.
Tabii burada “anlaşmalı maç” laflarını da değerlendirmek lazım. Neymiş efendim “Galatasaray’la beraberliğe anlaşılmış” yok “Rize’nin antrenörü İlhan Palut’muş, Konyaspor düşsün diye Hatay’a yatmış” ya da “TFF Başkanı Gaziantepliymiş o nedenle Gaziantep ligde kalmış”. Veya Ankaragücü’nün başkanı yumruk atmış da o nedenle düşmüş” Yani bu tür safsatalar maalesef cehaletin yoğun olduğu yerlerde hep uydurulur. “Sen bilmezsin ben biliyorum olayın aslı şöyle şöyledir” diye “aşağılık kompleksli” insanlar bu tür şeyler uydurmayı severler.
Ben size söyleyeyim. Galatasaray eğer Konyaspor’a yenilseydi ya da berabere kalsaydı “şike vardı” derdim. Çünkü iki takım arasında 40 fırın ekmek farkı vardır.
Rizespor kötü oynamadı ki. 2 tane kaçan net pozisyonu vardı. Yüzde 61 topla oynayan Rize idi. Ama daha önce İlhan Palut zamanında Konyaspor’da olduğu gibi gol atamadılar. Ya değilse bir teknik direktör bir takıma “küser mi”? Yarın bir gün belki de tekrar Konyaspor’un başına geçebileceğini düşünmez mi?
Gaziantep, Pendik maçını izleyenler. Pendik’in bir an bile olsun maçı alabileceğini düşünmüşler midir acaba? Ya da Trabzon-Ankaragücü maçında Ankaragücü’nün ne kadar çırpındığını ama Trabzon’un da yenilmek istemediğini görmüşler midir? Yani bu maçların hiçbirinde çok büyük bir sürpriz falan yoktur. Buradan anlam çıkarmaya çalışmak sadece futbol bilgisinin yetersizliğiyle alakalıdır.
Sonuç olarak ne Konyasporlu oyuncular ne de Konyaspor yönetimi değil; tek övgüyü hak eden Konyaspor taraftarıdır. Konyaspor bugün ligden düşmediyse bunun en büyük müsebbibi Konyaspor taraftarıdır. Konyasporlular, bu taraftara şükran duymalıdır.
Dostlukla kalın.