Sonuçtan sebep çıkmaz
Hani bir lafımız vardır, çok kullandığımız; “anlayıp dinlemeden konuşma” diye. Gerçekten birbirimizi anlamaktan o kadar çok uzağız ki, kendi çıkarlarımıza ne geliyorsa onu savunmak derdine düşünüyoruz. Halbuki “hak” nerede? “Adalet” nerede? “Vicdan” nerede?
Bakın bu konuda bir arkadaş, Colton’dan ilginç kısa hikayeler paylaşmış ben de sizlerle paylaşayım istedim.
“Üniversite’nin birinde bir akademisyen sürekli koluna pembe bir kız saati takıyor. Erkek bir akademisyenin koluna bir kız saati takmasından ötürü arkasından öğrenciler de diğer akademisyenler de alay ediyorlar. Ancak olayın aslını bilenler sadece buna üzülüyorlar. Erkek akademisyenin koluna taktığı saat, genç yaşında hayata gözlerini yuman kızının saati.”
Ne dersiniz hep beraber dalga geçelim mi?
“Hastanede müthiş bir kalabalık var. Sanırsın ki, herkes randevusunu bugüne almış. Bu kalabalıkların içerisinden genç bir kız koridorda yürümeye çalışıyor. O sırada koridorda koşuşturan bir çocuğa çarpmamak için uğraşırken kendisini yerde buluyor. Ve kafasında peruk olduğu anlaşılan saçı yere düşüyor. Herkesi bir kahkahadır, alıyor. Kız utanıyor sıkılıyor, “kel” başını hemen örtmeye çalışıyor. Bu arada gözlerini kahkaha içerisinde üzerine diken insanlara karşı, mahcup; bir şeyler söylemeye çalışıyor: ‘Benim hiçbir suçum yok. Maalesef kanser bütün saçlarımı benden aldı.’ Diyor.
Ne dersiniz komik değil mi?
“Çocuk ilkokula gitmektedir. Okulda öğretmeni, çocuğun kıyafetlerindeki düzensizliği, çocuğun üstüne başına çok bakılmadığını, saçlarının özensizce bağlandığını görüp, neredeyse her gün çocuğa kızmaktadır. Çocuk artık buna katlanamamaktadır. Okuldan sonra annesinin yanına gider. ‘Anne, benimle okula gel. Öğretmen beni, senin annen ihmalkar bir kadın seninle hiç ilgilenmiyor diye her gün azarlıyor’ der.” Çocuğun annesine gittiği yer bir mezarlıktır. Annesinin mezarının başıdır.
Ne dersiniz, azarlamak gerekli değil mi?
İşte hayatta yaptığımız önyargılar, düşüncesizce hareketler, anlamsızca karşı tarafı rencide etmeler… Hepsini çok güzel yapıyoruz da, nedenini hiç bilmiyoruz. Sadece sonuca bakarak sebep ortaya çıkarılmaz.