Sonbahar ideal bir mevsim

Erhan Dargeçit

Epeydir seçimler konusuna değinmiyordum. Bugün şöyle ucundan biraz değinme gereksinimi olduğunu fark ettim.

Bir kere şunu net olarak belirtmeliyim ki sonbaharda bir seçim yapılması ülke için gereklidir. Ülkede ekonomik sorunlar almış başını gitmiştir. Nüfusun çoğunluğunu oluşturan eski adıyla ortadirek, yeni adıyla fakir kesim geçim konusunda zorluğu en üst seviyede yaşamaya başlamıştır. Bunun dışında yönetim zafiyetleri ortadadır. Bürokrasi görevini tam anlamıyla yerine getirememektedir. Yönetimlerde karar verme zorluğu yaşanmaktadır. Bürokrat imza atarken imtina etmektedir. STK’lar bile tavır ve davranışlarını Ak Parti’ye göre belirlemektedir. Dolayısıyla bu durumların doğruluğunun veya yanlışlığının en iyi ölçümü güvenoyudur. Vatandaştan güvenoyu almanın en doğru yöntemi de malumunuz seçimdir.

Peki, bu seçim ne zaman olmalıdır? Açıkça söyleyeyim Sonbaharda bu seçim yapılmalıdır. Ben bunu söyleyince hemen birileri kime yararı ve kime zararı olacağını ortaya atıyorlar. Ama bence durum hiç de birilerinin ortaya attığı gibi değildir.

Öncelikle Ak Parti açısından çok olumlu karşılanmalıdır. Çünkü yaz ayları geldi ve meyve sebze fiyatları doğal olarak düşmektedir. Hele bu sene ki yağışlar meyve-sebzeyi arttıracak gözükmektedir. Dolayısıyla yazdan çıkan vatandaş daha ucuz bir dönem yaşamış olacaktır. Bir de Hükümet biraz sıcak para bulur ve bunu piyasaya sürerse, piyasaların sancısını da biraz dindirir. Ve de Hükümet zaten memura, işçiye, emekliye bir düzenleme yapmaya çalıştığını da açıklamaktadır. Dolayısıyla büyük bir çoğunluğun desteğini alarak sonbahara girme şansı Hükümet’te bulunmaktadır. Ama bu şansı kış aylarından çıktıktan sonra değerlendirmeye kalkarsa aynı durumla karşılaşmak biraz zordur. Yani kış geldi mi her şey doğal akışı içerisinde zamlanacaktır. Yakıt parası, meyve-sebze parası can acıtır bir halde olacaktır. Dolayısıyla da kıştan çıkıp seçime giren bir Hükümet beklediği sonucu almakta zorlanacaktır.

Muhalefet açısından baktığımız zaman, erken seçim biraz daha zor bir durumdur. Çünkü muhalefeti oluşturan “Altılı Masa” erken seçime ne denli hazırdır belli değildir. Yani her şeyden önce adayını belirleyememiştir. Ve de işin daha ilginci, adaylığı neredeyse 6 lider de istemektedir. Kemal Kılıçdaroğlu “ben adayım” dese; ardından Meral Akşener de çıkıp “ben de adayım” diyecek bir hal gözükmektedir. Tabii ki bu durum seçmen için önemli bir değerlendirme kriteridir.

Ayrıca bir de bu iki tarafa nitelik olarak bakmak gerekmektedir. Bir tarafta sosyal demokrat bir CHP, milliyetçi bir İyi Parti, İslamcı bir SP, liberal bir Deva Partisi, muhafazakar bir Gelecek Partisi bir araya gelmişler. Aslında nitel olarak kendi ideolojileri içerisinde bir araya gelseler bir şekilde Türkiye adına güzel bir birliktelik olabilir ama maalesef partiler diğerlerinin de ideolojilerine soyunmaya kalkıyorlar ki bu doğru bir tavır olmasa gerek. Yani mesela CHP sosyal demokrasiden uzaklaşarak muhafazakârlaşmaya çalışabiliyor. Bunun en güzel örneğini Konya’da gördük. Konya’ya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu burada toplum önderleriyle bir toplantı yapmak istiyor. Hatta buradaki “dini” önderleri de toplamak istiyor. Danışmanlar bir hafta evvelden gelip burada çalışma yapmaya kalkıyorlar ama yerel dinamiklerden bihaber olan danışmanlar tabii ki başarısız bir toplantı yapıyorlar. Tabii Genel Başkan’a “çok güzel olduğu şeklinde verilmiştir ama öyle olmadığını rahatça ben yazayım buradan da Genel başkanın da haberi olsun. Buna bir örnek de mesela olası bir seçimde Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun CHP’den birinci sıra adayı olması konusu olabilir. Muhafazakar bir Ahmet Davutoğlu’nun, sosyal demokrat bir CHP’den seçilmesi konusunu Gelecek Partisi(GP) adına da CHP adına da değerlendirsek çok ayakları yere basan bir değerlendirme yapamayız. GP adına değerlendirdiğimizde CHP’ye karşı olan bir tabanın CHP’ye oy vermesini istemek bir güvensizlik yaratacaktır. CHP açısından baktığımızda da CHP Konya örgütlerinin içinin karşımasına sebep olacaktır. Güya son genel seçimlerde 2 vekil çıkarak CHP’de şimdilerde ara da vekil bul…

Neyse konuyu çok da dağıtmayayım. Erken seçim AK Parti’nin daha çok işine yarayacak bir seçim olarak gözükmektedir. O nedenle Ak Parti açısından bir engel görmüyorum. Hatta erken seçim olursa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden aday olup olmayacağı konuları da tartışmalı hale gelmeyecektir. Bu yönden bile Ak Parti’nin işine gelmektedir. Muhalefetin işine pek geldiğini düşünmüyorum ama muhalefet de zaten erken seçime dünden razıdır. Dolayısıyla sonbaharda bir erken seçim çok da zor bir iş değildir.

Dostlukla kalın.

NOT: Bu arada dünkü yazımdan sonra beni arayan İyi Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş Konya Günleri’nin çok güzel olduğunu, kendisinin bu gibi durumları eleştirmekten ziyade eğer bir eksiklik varsa bunu konuşarak zaman içerisinde aşılabileceğini belirtti. Ancak bir Konya Milletvekili olarak Konya ile ilgili yapılan böyle bir organizasyonun açılışına davet edilmemekten dolayı üzüntü duyduğunu belirtti. Ve de Ankara’da yaşayan bir Konyalı olarak açılıştan sonraki gün kendisinin ziyaret ettiğini belirtti. Fahrettin Yokuş, bu ziyaretinde Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mustafa Akış’la da karşılaştığını ona da bu sitemi söylediğini dile getirdi. Bu arada Mustafa Akış da “özel bir davet gelmediğini, sosyal medyadan falan duyup gelindiğini” söyledi. Tabii ki bunu da belediyelerimize iletmek gerekir. Konya Milletvekili olarak Fahrettin Yokuş bu tür yerlere davet edilirse geleceğini ifade ediyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.