Bundan önceki dönemde Meclis’te AK Parti, CHP, MHP ve HDP’den oluşan 4 parti bulunmaktaydı. Bu sefer Meclis’e bu 4 partinin yanı sıra İyi Parti, Saadet Partisi, Büyük Birlik Partisi, Demokrat Parti gibi 4 parti daha dahil oldu. Yani şu anda TBMM’de öyle ya da böyle 8 parti temsil edilmektedir.
Yani her ne kadar CHP Anamuhalefet Partisi olsa da bu görevi eskisi kadar rahat olmayacaktır. Daha önceki dönemlerde seçim öncesinde AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal birbirlerine en ağır eleştirileri yapıyorlar, tabiri caizse saldırıyorlar ve seçim sonucunda kenetlenen seçmenleriyle yüksek bir oy alıp, yüzde 10 barajının da etkisiyle iki partili bir “tahterevalli” kuruluyordu. Ama yeni sistemde işler bu kadar kolay olmayacak. Artık ittifaklar bu seçimlerde olduğu gibi çok farklı sonuçlar doğurabilecek.
Tabii ki yeni bir sistemle karşı karşıyayız. Her şey çok farklı olacak. Ve yerel seçimler bir Anayasa değişikliğiyle belki de kasım ayına alınıp, vatandaşı bundan böyle en azından bir 5 yıl rahatsız etmeyecek bir duruma götürülecek.
Hal böyleyken, bir tarafta muhalefet olarak yeni sisteme adapte olmak gerekirken, diğer tarafta belki de bir erken yerel seçim olması düşünülürken, bir tarafta yıpranan il ve ilçe teşkilatları bulunurken, CHP’nin uğraşması gereken konu “genel başkan kim olacak” konusu olmamalıdır.
CHP de yeni sisteme ayak uydurmak zorundadır. Geçmişten günümüze gelen genel başkanlık dedikodularını bir kenara bırakmalıdır. Daha geriye gitmeyeyim, 1992’de CHP tekrar kurulmuştur. Deniz Baykal genel başkan olmuştur. Akabinde de bir kesimde “bundan genel başkan olmaz” dedikoduları başlamıştır. 1995 yılında Hikmet Çetin genel başkan olmuştur; üç gün sonra “bundan genel başkan olmaz”cılar yine başlamışlardır. Baykal tekrar seçilmiş, tekrar “bundan olmaz” dedikoduları parti içerisinde boy gösterirken; Altan Öymen’in genel başkanlığı da aynı dedikodulara maruz kalmış ve akabinde tekrar Deniz Baykal genel başkanlığa getirilmiştir. Ve Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığa gelene dek görevini sürdüren Baykal için “bundan genel başkan olmaz” dedikoduları ayyuka çıkmıştır. Büyük coşkuyla genel başkan olan Kemal Kılıçdaroğlu için de aslında sonuç farklı olmamış; “bundan genel başkan olmazcılar” kısa sürede işbaşına geçmişlerdir.
CHP, artık bu yapıdan kurtulmalıdır. Bana sorarsanız, baştan beri hiçbir zaman Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP Genel Başkanlığına yakıştırmamışımdır. Ancak şu anda CHP’nin yapması gereken bir Kurultay değil, yerel seçimlere hazırlık olmalıdır. Eğer yerel seçimler zamanında yapılacak olursa 7 buçuk ay; erkene çekilip kasımda yapılacak olursa 3 buçuk ay gibi bir süre vardır. Ve CHP’nin bu konuda hiçbir girişimi olmadığı gibi; bir kesim, Cumhurbaşkanı adayı olan, Muharrem İnce’yi de kullanarak, hem CHP’ye hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğine zarar vermektedir.
Yapılması gereken CHP Genel Merkezi bir an önce toplanacak, seçim değerlendirmesinden de geçtik; yerel seçimlerde nasıl bir yol izlenecek, belediye başkanlarıyla istişare edilecektir. Ve bu arada zaman geçirmeden tüm adaylar belirlenecektir. Zaten bu süreç eylül ayını bulacaktır ve ardından da derhal seçim çalışmaları başlayacaktır.
Bu durum aslında tüm vatandaşları da ilgilendirmektedir. Çünkü güçlü muhalefet olmadan ülkenin kalkınmasını düşünmek bir hayaldir.
Konya yerelinde CHP ve yerel seçimleri değerlendirmek gerekirse, zaten Konya teşkilatları genel seçimde hatalar yapmıştır ve eğer bu hatalar yerel seçimde de tekrar ederse Konya örgütlerini toparlamak çok zor olacaktır.
Ben buradan CHP için yerel seçimde Büyükşehir Belediye Başkanı adaylığı için bir tüyoyu da gönül rahatlığıyla vereyim: Konya’dan 3 dönem milletvekilliği yapan, her dönem parti meclisi üyeliği için kendisi aday olan, Konyalı tarafından sevilen Atilla Kart bence büyükşehir belediyesi için çok isabetli bir aday olur. Ismarlama bir isim bulmaya falan gerek yoktur. İl Başkanı Barış Bektaş, “Atilla Bey adayımız sizsiniz” diyecektir. Sayın Kart eğer seçilirse iyi bir büyükşehir belediye başkanı olacağı gibi eğer seçilemezse de 3 dönem profesyonel siyasetçilik yaptığı Konya örgütüne bir parti görevi yapmış olacaktır.
Kısacası zaman kurultay zamanı değil, sisteme ayak uydurup, emek verme zamanıdır. Aksi halde artık CHP için iş işten geçmiş olacaktır.