Siyasetçiler kendi dönemlerini görmüyorlar
“Cahilane muhalefet” en kolay iştir. Karşındaki “bu beyazdır” der, sen de “hayır beyaz değildir” dersin muhalefet yapmış olursun. Hani eskiden çocukluğumuzda iki çocuk kavga eder, birisi diğerine bir kötü söz eder diğeri de cevap verir: “sensin o”. İşte bu da muhalefet midir, muhalefettir.
Genelde hep adettendir böyle durumlarda eski zamanlar örnek verilir, “eskiden böyle değildi” gibi şeyler söylenir. Aslında bu durum için de söylenebilir ama ben söylemeyeceğim. Çünkü siyasetçiden siyaset beklersin, oturaklı bir muhalefet beklersin ama aynı şeyi vatandaştan da beklerim ben. Vatandaş da muhalefet yapıyorsa ayakları yere basan, güçlü verilere sahip bir muhalefet yapabilmelidir.
Küçük kelime oyunlarıyla muhalefet yapmak iş değildir. Karşıdakinin yanlış kullandığı bir kelimeden yola çıkarak sözü provoke etmek doğru değildir. Bunların hepsi “cahil muhalefettir”.
Şimdilerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı duruyorsan muhalefetsin ve ne dediğin hiç önemli değil. Eğer bir konu hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan veya Ak Partili birisi bir şey söylemişse buna külliyen karşı durmak muhalefet olmuştur. Öyle bir hale gelindi ki, insanın “bu insan hiç mi doğru bir şey yapmıyor” diye sorası geliyor.
Halbuki hiçbir şeyin mutlak bir sonucu yoktur. Bir kişi “mutlak iyi” ya da “mutlak kötü olamaz.
Bir de tabii ki yaşları yeterli olmayan genç arkadaşlar bilmezler, bizler çok fazla hükümet gördük. Yaşları 30 ve daha küçük olanlar Ak Parti iktidarından başka bir iktidar görmediler. Ancak bizler, 1980’de cuntanın dışında, ANAP, DYP, SHP, RP, DSP hükümetlerini ve bu hükümetlerin kendi içerisindeki kombinasyonlarını hep gördük.
ANAP zamanı, DYP-SHP zamanı ve Ak Parti zamanı inanın birbirinden çok farklı değillerdi. Yani liberalleşme istekleri o zaman da vardı ve dolayısıyla o zamanlarda da ekonomik sıkıntılarımız had safhadaydı.
RP hükümeti zamanı da hak aramak, adalet istemek çok kolay işler değildi. “Glu glu dansı yapıyorlar” denilip geçilebiliyordu. Veya bazı talepler ve eylemler “mum söndü oynuyorlar” diye nitelendirilebiliyordu.
O zamanın RP yandaşları şimdinin Ak Parti muhaliflerini oluşturmakta. Halbuki şimdiki Ak Parti ile o zamanki RP arasında işin doğrusu ben bir fark göremiyorum. Ama RP yandaşları ya o zamanı bilmediklerinden ya da “takiyye” yapmak adına demokratik muhalefeti savunur duruma geliyorlar.
Bu ülkede tam demokrasiyi, tam laikliği, tam hukuk düzenini sağlayamadığımız müddetçe RP’liler gözümüze “demokrat” gözükebilir. Ak Partililer “şeriatçı” gözükebilir. SHP’liler “ulusalcı” gibi gözükebilir. ANAP’lılar “rant karşıtı”, DYP’liler “ülkücü” gözükebilir.
İşte bu nedenle geçmiş dönemin anti-demokratlarının popülist tavırlarla demokratmış gibi gözükmelerine kanmamak lazımdır. Hele kendi iktidarları döneminde, hem kendi yandaş sivil toplum kuruluşlarının dışındaki STK’ları hesaba almayanların, basına en ağır baskıyı uygulayanların, muhalefeti sindirmeye çalışanların, şimdilerde Ak Parti’yi eleştiriyor olmaları, komiklikten başka bir şey değildir. Muhalefetin bu zihniyetin peşine takılmaya kalkması da ayrı bir çaresizliktir.