Ülkenin siyasi yaşamı iyiden iyiye sıkıntıya girmeye başladı. Meclisi oluşturan tüm partilerde bir sıkıntı hakim.
CHP’de genel başkanın istenilen sonucu verememesi tabanda tabii ki bir hayal kırıklığı yaşattı. Ve hâlihazırda yapılan siyasi hatalar CHP’nin oylarını bir türlü yükselmemesini sağlamakta.
MHP’deki kurultay kavgası bilindiği üzere mahkemeler yansımış durumda. MHP’de muhalefetin işi oldukça zor gözüküyor. MHP’ de öncelikle bir tüzük kurultayı aranıyor. Bu tüzük kurultayı gerçekleşirse, tüzük değişikliği, bu tüzük değişikliği gerçekleşirse de ardından bir genel başkan seçimi yolu bekleniliyor. Yani sadece kurultayı toplamak da işi görmüyor.
AK Parti’de Ahmet Davutoğlu’nun genel başkanlıktan çekilmesi veya el çektirilmesi neticesinde AK Parti’de de sancılı bir dönem olduğu kesin.
Bu olayın neticesinde de görünen o ki AK Parti’de genel başkanlık makamı ikincil bir makam olarak kalacak. Recep Tayyip Erdoğan daima müdahil olacak.
Normal şartlar altında böyle durumlarda ne olur Türkiye’de?
Öncelikle yeni bir siyasi oluşum aranmaya başlanır. Hele Abdullah Gül, Bülent Arınç, Cemil Çiçek, Abdülkadir Aksu gibi isimlerin sesini çıkartmadan durmalarının imkanı yoktur.
Bu arada MHP cihetinden yapılan açıklamalarda “eğer kurultay olmazsa yeni parti kurarız” gibi yaklaşımlar ortaya atılmakta.
Bir kere şunu rahatlıkla söylemek gerekir ki yeni bir oluşum kuvvetle muhtemeldir. Eğer bu yeni oluşum CHP ve MHP cephesinde olcak olursa çok şey değiştirmeyecek olsa da AK Parti cephesinde gelişirse o zaman Türkiye siyaseti de yön değiştirecektir.
Aslında mayıs ayıyla birlikte siyasette yeni hesaplar yapılmaya başlandı bile bu değişikliklerin sonu erken genel seçime kadar gideceğe benziyor. Haydi hayırlısı…