Selçuklu Ziraat Odasında seçim yapıldı. Görevden alınan başkan Nurettin Akcan tekrar aday oldu ve başkan seçildi. Daha doğrusu “başkan seçildi” demeyim, oyların neredeyse hepsini aldı.
Buradaki olaya öncelikle kısaca bir değineyim: “Nurettin Akcan, Selçuklu Ziraat Odası Başkanı. Kendisi, mert, delikanlı, dinamik ve en önemlisi de dürüst bir genç başkan. Gençliğinin ve de dürüstlüğünün de verdiği bir cevvallikle, doğru bildiğini söylemekten de çekinmeyen birisi. Bu başkan göreve geliyor ve göreve geldikten sonra da başkanlığından üyeleri gayet memnun.
Bir gün TZOB Genel Merkezi bu başkana müfettiş gönderiyor. Müfettişler denetlemelerini yapıyorlar ve iki konuda kusurlu buluyorlar. Birisi SGK primlerinin zamanından sonra ödenmesi; diğeri de çiftçiye ucuz mal satmak.
Başkan Akcan, SGK primlerinin geç ödenmesi konusunda, kasada para olmadığı için geç ödendiğini zaten ifade ediyor. Çiftçiye gerekli olan ürünlerin alınmasında da; normalde kuracakları işletme aracılığıyla olması gerekirken, işletme kurmanın gecikmesi nedeniyle çiftçi mağdur olmasın diye çiftçiye ucuz ürün tedarikinde bulunuluyor.
Yani baktığımız zaman iki konu da çiftçiyi zarara uğratan bir konu olmadığı gibi ikinci konu çiftçinin yararına olan bir konu durumundadır.
Bu durumda görevden alınan Nurettin Akcan, tüzüğü uygulayarak, tekrar seçime gidiyor ve dün yapılan kongrede tek başkan adayı olarak seçime giriyor.
Burada tabii ki TZOB Genel Merkezi’nden bahsetmek de lazım. Genel Başkan Şemsi Bayraktar 18 senedir bu Birliğin başkanlığını yürütmektedir. Ve Ankara’dan bildiğimiz ve sevdiğimiz bir isimdir. Ayrıca TZOB Genel Merkezinde muhasip üye olarak bir de Konyalı hemşerimiz vardır: Mustafa Hepokur.
Mustafa Hepokur, tam da Selçuklu Ziraat Odası, seçim yaptığı saatlerde bir basın açıklaması yayınlamış ve burada “eski başkan” diye bahsettiği Nurettin Akcan’a kendince cevap vermiş. “Akcan’ın görevden alınmasının sebebi, Oda’nın hukuken dahil olmadığı, özel bir firmanın gübre ve tohum satışlarını Oda adına uygun olmayan evrak düzenleyip makbuz kesmesi, Oda’yı ürün reklamı yapmak için kullanması, Oda internet sitesinde ürünün duyurusunu yapması, üyelere Oda’dan ürünle ilgili cep telefonu mesajları attırması, en önemlisi de Oda personelini kanunsuz bir şekilde bu iş için çalıştırması, görevlendirdiği Oda personelini kullanarak üye çiftçilerden ürün karşılığı para tahsilatı yapması, paraların da Oda hesabına girmemesidir.” Diyen Hepokur’un özetle burada dediği; “çiftçilere ucuz tohum ve gübre tedarik etmesi,bunu tedarik ederken bu ücretlerin oda hesabına girmemesi”.
Yani aynı durum oda hesabına girerse iyi, oda hesabına girmezse kötü gibi bir sonuç buradan çıkıyor. Çiftçi karlı mı değil mi, bu durum Sayın Hepokur için önem arz etmiyor demek ki…
Yaptığı basın açıklamasında hızını alamayan Mustafa Hepokur Nurettin Akcan’ı programa çıkartan televizyon kanalına da veryansın etmiş. Bu nasıl demokrasi anlayışıdır, bu nasıl idareciliktir anlayan beri gelsin.
Gerçi bu konuya da Nurettin Akcan açıklık getirdi. “Nurettin Akcan, Mustafa Hepokur’u arıyor. Diyor ki, “Başkanım bizden aylık 40 TL internet sitesi için para isteniyor. Bu, yıllık 480 TL para eder. Bu da 766 odadan alındığında yılda 370 bin TL para eder. Bir internet sitesinin maliyeti nedir ki bu kadar para ödüyoruz” Muhasip Hepokur’un cevabı ilginç: Anlaştıkları şirket bakım ve onarımlarını da yapıyormuş sitelerin. Ve daha da ilginci sitelere akü falan alıyormuş sayın muhasip.
Yani düşünebiliyor musunuz? WEB sitesinin ne olduğunu bilmeyen bir Genel Muhasip, nereye, ne için para harcadığını bilmeyen bir muhasip, çiftçilerin üye oldukları Mustafa Hepokur’un söylediğine göre, 5 milyon üyeyi yönetiyor.
İşte gelinen aşama bu. Şimdi Nurettin Akcan tabii ki yeni hamleler beklediğini söylüyor. Umarım Başkan Akcan haklı çıkmaz ve genel merkezden yeni hamleler gelmez. Çiftçinin temsilcisi olarak seçilen kişiler genel merkez tarafından da kabul edilmelidir. Çiftçiyi germeye, çiftçi üzerinden oyun oynamaya kimsenin hakkı yoktur.
Umarım sorunlar çözülür ve biz bu konuda bir kez daha yazmaya gerek duymayız.