Siyasi partilerin belirli ideolojileri vardır. Yani AK Parti’nin de, MHP’nin de, CHP’nin de her birinin ayrı ayrı dayandıkları bir ideolojileri, fikirleri vardır.
AK Parti ilk kurulduğu zamanlarda her ne kadar İslami bir ideoloji belirlemiş ve “dine dayalı” bir parti gibi gözükse de iktidar süresince Türkiye’nin genel ideolojisi haline gelen Atatürkçü ve liberal politikalara ayak uydurarak, hem Atatürkçü hem de liberal çizgiyi benimsemeye başlamıştır.
MHP’nin kuruluşundan itibaren güttüğü politika bilindiği üzere milliyetçi politikadır. Türk Milliyetçiliği MHP’nin ideolojisidir.
CHP ise kurulduğunda 1923 Burjuva Devrimi’nin etkisiyle politikalar üretmiş, 1960’lardan itibaren “ortanın solu kavramıyla” tanışmıştır. Yani Türkiye’nin sağ partilerinin karşısında sol kanadı temsil eden parti olmuştur.
Solu, son zamanlara kadar Atatürkçülük-ulusalcılık çizgisinde betimleyen CHP’de, son zamanlarda bir “sosyal demokrasi” sevgisi oluşmuş ve CHP sosyal demokrat çizgiye oturmaya çalışmaya başlamıştır.
Ancak Türkiye’de halkın istediği şekilde, halkın sizi destekleyeceği manada bir politika üretmek istenilince, sosyal demokrasinin bu isteğe cevap verebileceği konusunda endişeler taşımaktayım.
Türkiye politikaları, 1919’da Atatürk’ün uyguladığı politikalardan pek de farklı politikalar olmamakla birlikte ülkenin de sosyolojisine en uygun politikalardır.
Türkiye, Atatürkçü politikalarla ancak siyasetini belirleyebilir. Bunun dışındaki politikalar zaten Türk Halkının dokusuna uymaz ve de bu doku uyuşmazlığını şu anda CHP yaşamaktadır.
CHP bir an önce sosyal demokrat olmakla uğraşmaktan vazgeçmeli ve Atatürkçü, Ulusalcı politikasına geri dönmelidir.
Sosyal demokrat olmayı beceremeyen CHP’de, ulusalcılık da dışlanmaya kalkarsa, şimdi olduğu gibi “iki arada bir derede” HDP-PKK yanlışlarını destekleyen, milliyetçi politikalarda bile uzlaşmaz tavır takınan bir parti haline gelir.
Bu nedenle CHP eğer sosyal demokrat olacaksa, Atatürk’ün CHP’si olmadığını deklare etmeli ya da Atatürk’ün CHP’si çizgisine dönerek, bu politikaları savunmaya başlamalıdır. Aksi halde iktidar olmayı bırakın meclise girmekte bile zorluklar yaşayabilecektir.