Muhalefet algısı
Türkiye’de siyaset “algı” operasyonlarıyla yapılmaktadır. Bu algı operasyonlarının da en iyi aracı medya kuruluşları; yani TV, gazete ve internet siteleridir. Ve tabii ki bunun da ardında en temel gereç “para” vardır.
Hangi partiyi destekliyor olursa olsun, tüm vatandaşların ağzında “muhalefet çalışmıyor” lafı vardır. İşte bu laf bile bir algı operasyonunun sonucunda vatandaşın kafasına sokulmuş bir materyaldir. Ve bu algıya muhalefet partilerinin üyeleri ve destekleyicileri de inanmıştır.
Bu konuya bir yerel bir de genel açıdan bakalım. Yerelde partilerin il başkanlarını düşünelim. Her biri, bir şekilde sürekli vatandaşların arasındadır. Yani CHP İl Başkanını tanımayan var mıdır? Veya İyi Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve diğerlerinin il başkanlarını tanımayan var mıdır? Cevap veriyorum: Yoktur veya varsa da çok alakasızlığından ötürü vardır. Çünkü bu insanlar da aynen iktidar partisinin mensupları gibi sürekli halkın içerisindedirler.
Gelelim genele; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun çalışmadığını nasıl söyleyebiliriz? Her gün birçok programda topluluklara hitap etmekte ve iktidarın, kendilerine göre, yanlış yaptığı politikaları aktarmaktadır. Veya Meral Akşener’i görüyoruz. Sürekli bir başka ilde esnaf ziyaretinde esnafların sıkıntılarını dinleyip, partisinin iktidara geldiğinde neler yapacağını anlatmakta değil midir? Ahmet Davutoğlu’nu her gün en azından internet üzerinden eleştirilerini ve açıklamalarını görmüyor musunuz? Ali Babacan’ın her gün bir başka ilde özellikle ekonomi konusundaki yönetime sunduğu eleştirilerini görmemenin imkanı var mıdır? SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun açıklamaları hem de epey ses getirmekte değil midir? Bunlara “yok biz duymuyoruz, görmüyoruz” diyorsanız, o zaman “muhalefetin çalışmadığını” söylemek gaflet olarak algılanabilir.
Burada şunu sorabilirsiniz: “Madem o kadar çalışıyor muhalefet, neden Ak Parti iktidarını seçimde mağlup edemiyorlar?” İşte bunun cevabı, bilhassa Ak Parti’nin ilk dönemlerde yaptığı algı çalışmaları, o kadar köklü bir hale gelmiştir ve modernize olmuştur ki, o dönemde muhalefet olarak sadece CHP gözükmüş, CHP de Ak Parti’nin uyguladığı yeni ve modern politika tarzına ayak uyduramamıştır. Ve Ak Parti iktidarı, Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın liderlik vasfının da etkisiyle, vatandaş nezdinde kökleşmiştir.
Ancak artık gerek yeni Anayasa’nın uygulamasında partilerin konumu, partilerin çoğalması ve gerekse de Ak Parti’nin ilk zamanlarında kökleşmeyi sağlayan kadrolar gibi güçlü kadrolara sahip olmaması işin boyutunu yavaş yavaş değiştirmektedir.
Siyasette “ittifak” özelliği, siyasi partileri de çoğaltmış ve “parti-cephe” mantığıyla az oy alan partileri bile önemli kılmıştır. Ak Parti’nin içerisinden çıkan partilerin yüzde 1’er bile oy alabilmesi meclis aritmetiğine ve cumhurbaşkanlığı seçimine etki edecek bir güç haline gelmesini sağlamaktadır.
Daha önceleri TV’lerde tartışma programlarına çıkan Ak Parti yanlısı katılımcıların niteliği bile düşmüş ve hatta daha önceleri asıl algıyı yaratan bu tür TV programları izlenmez duruma gelmiştir. Bu da eskisi gibi halkı etkileme üzerine çalışmaları daha da kısıtlamıştır. Bunun yanı sıra muhalefet “internet” ortamını daha iyi kullanır hale gelmiş ve toplum da TV izlemek yerine interneti tercih ettiği için muhalefetle orada çok daha rahat karşılaşma olanağı bulmuştur.
Tüm bunlardan yola çıkarak muhalefet çalışmıyor cümlesi, baştan beri yaratılan algı politikasının uzantısıdır. Aynı şekilde diyalektik olarak 18 yıldır iktidarda olan bir partinin yıpranması ve oy kaybetmesi gayet doğaldır. Bu oy kaybı bir tarafta yaşanıyorsa, diğer tarafta da oy artışı vardır.
Bu konuya şunu da eklemek gerekir. Herhangi bir partide “Taşrada kim ilçe başkanı olmuş, kim il başkanı olmuş, kimler delege yazılmış, kimlere haksızlık yapılmış” gibi konularla uğraşarak oradan o partinin gidişatı hakkında bilgi sahibi olma devri bitmiştir. Bu ancak abesle iştigal olarak düşünülebilir. Daha teorik söylemek gerekirse “tabandan-tavana örgütlenme yapısı” artık bitmiştir. Dolayısıyla eskisi gibi “taşrada particilik, delege ağalığı” gibi konular da ortadan kalkmıştır. Yeni siyaset sisteminde genel merkez odaklı bir politik yapı oluşmuş ve bu politik yapının örgütlenme şekli de “tavandan-tabana” oluşmuştur.
Yani kısacası muhalefeti ve iktidarı kendi mantığı içerisinde değerlendirecek olursak, muhalefet çok iyi çalışmaktadır. İktidarın da kendine çeki-düzen vermesi gerekmektedir.
Dostlukla kalın.