Yeni bir 8 saatlik “masabaşı” toplantısı daha yapıldı. Sonunda her şeyi “pek yakında” açıklayacaklarını belirterek toplantıyı bitirdiler. Bu toplantıdan neler çıktı ayrıntısını bilemem. Ama şu bir gerçek ki; 6’lı masa her geçen gün aday belirlemede geç kalmaktadır. Aslında hani masalların başında anlatılır ya “az gittik uz gittik dere tepe düz gittik bir de döndük baktık ki bir arpa boyu yol gitmişiz” durum tam da böyle. Toplanılıyor, toplanılıyor sonuçta bir bakılıyor ki arpa boyu bile yol gidilmemiş.
Bu işi bu kadar uzatıp, tabiriz caizse “kabak tadı vermenin” bir manası yoktur. Bu iş böyle “toplandık-dağıldık” diye giderse vatandaşın da ilgisi yavaş yavaş kesilecektir. Zaten şu anda bile vatandaşın bu toplantılara karşı ilgisi falan yoktur. İlgili olanlar sadece parti üyesi olan ve bu partilerle direkt bir bağlantısı olanlarla, basındır. Yani normalde sokağa çıkıp vatandaşa “6’lı masa toplandı, bu konuda ne düşünüyorsunuz” diye sorsanız, vatandaşın bu toplantıdan haberi bile yoktur.
Türk Halkı’nın alışılmış seçim çalışmalarının dışında bir takım “Batı Stratejileri” ile seçime hazırlanıyor olması, Millet İttifakı için çok da olumlu bir sonuç ortaya çıkarmayacaktır. O nedenle bir an önce olağan ve normal siyaset akışına yönelmeli ve buna göre analitik bir çözümle halkın karşısına geçmelidir.
Nedir bu normal akış derseniz onu hemen açıklayayım. Birincisi 6’lı masanın en büyük partisi CHP’dir. Dolayısıyla CHP’nin talebi dikkate alınmalı ve hatta CHP Genel Başkanı “aday benim” diyorsa bu konuda “köstek” olunmamalıdır. Bu 6’lı masadan bir siyasi lider aday olacaksa bunun adı zaten Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Ve Kılıçdaroğlu aday olsun mu olmasın mı diye karar verecek mercii de hiç kimse kusura bakmasın teşkilatları bile olmayan, oyları da “binde” oranında olan DP olmamalıdır.
Tabii ki bu tartışmayı büyütenlerin arasında CHP’liler de çok fazladır. “Kılıçdaroğlu aday olursa seçim kaybedilir” fikri sözde demokratların fikri olarak yansımaktadır. Yani Ulu Önder Atatürk’ün “Benim iki büyük eserim vardır. Biri Türkiye Cumhuriyeti diğeri Cumhuriyet Halk Partisi’dir” sözüne istinaden CHP’nin genel başkanlığını teslim etmekten çekinmeyenler cumhurbaşkanlığı görevine layık görmemektedirler. Böyle saçma bir bakış açısı olabilir mi?
6’lı masanın en büyük partisi CHP’dir. Diğer parti ise İyi Parti’dir –ki CHP ile arasında en az 2 buçuk- 3 milyon oy farkı vardır- ve de bu ittifakın lokomotifleri bu iki parti olacaktır. Dolayısıyla eğer Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına sıcak bakmayan partiler var ise CHP ittifakla falan vakit kaybetmemeli, zaten 6 ay gibi kısa süre kalmış seçimlere kendi başına hazırlanabilmelidir. Aksi halde yapılan çalışmalar “havanda su dövmek” olacaktır.
Bu tür aday belirleme sistemi daha önce MHP ve CHP birlikteliğinde yapılmaya çalışılmıştır. Seçimlere son iki buçuk ay kala İki parti Ekmeleddin İhsanoğlu diye bir aday çıkarmış ve bu adayın vatandaşlara daha adını öğretemeden seçim gelmiş çatmıştır. Sonra da seçim sonucunda Tayyip Erdoğan seçimi kazanmıştır.
6’lı Masa artık dışarıdan yeni bir siyasetçiyi aday gösterme konusunda treni kaçırmıştır. Olsa olsa ya çok tanınmış politikacılardan birini ya da 6’lı masada oturan genel başkanlardan birini çıkarmak durumundadır. Bunun için de en doğru aday hem adalet anlamında, hem de çalışma anlamında Kemal Kılıçdaroğlu olmalıdır.
Son cümle olarak şunu açıklıkla söyleyeyim ki, muhalefet bir fırsat yakalamıştır. Ancak lüzumsuz vakit öldürmelerle bu fırsattan yararlanamayacak gibi gözükmektedir. Benden söylemesi.
Dostlukla kalın.