Bugün ne yazayım diye düşünürken köşe yazısı yazmak ile ilgili o kadar çok makale geldi ki önüme anlatamam. Yani köşe yazısının nasıl yazılacağından tutun, köşe yazarlarının nasıl olması gerektiğine kadar onlarca yazı…
Hele bir tanesi çok ilgimi çekti: “Köşe yazısının öncelikle bir başlığı olmalı ve konuyu belirlemelisiniz. Bir amacınız olmalı. Herhangi bir konuda ya da günlük hayatınızdan yaşadığınız olayları, anıları yazabilirsiniz. Bir film hakkında, maç, dizi gibi konularda eleştiri yapabilirsiniz.
Giriş, gelişme ve sonuç o kadar da önemli değildir. Başlık 3 veya 4 kelime olmalıdır en az. Muhakkak imla kurallarına uymalıyız. Başlık okuru etkileyip, okumaya teşvik etmelidir. Özet kısmı muhakkak doldurulmalı, boş bırakıldığı takdirde merak uyandırmayan, dikkat çekmeyen bir yazı olur.
Eğer güzel bir özet olursa yazının okuma oranı da ona göre değişir. Yazılar çok uzun ya da iki satır olmamalı. Amaç fikirler olmamalı, doğrudan insanlarla bağlantılı olması yanlıştır. Birçok satır arası olması gerekir. Yazı ne kadar karmaşık ve sık sık yazılmış ise okuyucu o kadar çabuk sıkılır ve yorulup okumaktan vazgeçer.
Aynı kelimeler tekrarlanıp durmadan farklı cümlelerle anlatılmalıdır. Gerekirse yorumumuzu da katabiliriz. Kesinlikle saygı duyularak ve hakaret, kötü bir söz içermeyen cümleler kurulmalı. Bizim düşüncemiz ne olursa olsun insanlarla empati kurup başka fikirlere de saygı duymayı öğrenmeliyiz.
Tarafsız olmalıyız. Yoksa yanlış algılara yol açıp ters tepkiler alırız. Bu da okur oranımızı azaltabilir. Eleştirilerimiz belli ölçülerde kimseyi kırmadan, incitmeden yapılmalı. Toplum ahlakımıza, manevi değerlerimize zarar vermeyecek yorumlar yapılmalıdır. Eğer bir yerden alıntı yapacaksanız alıntı yaptığınız kişinin adını vermelisiniz. Yoksa bu doğru olmaz ve kanunen suç işlemiş oluruz. Yalın bir anlatım vardır. Düşüncelerimizde kurguladıklarımızla yoğun bir şekilde yazarız. Mektup, deneme, söyleşi gibi türlerden de yararlanılır. Köşe yazarları kendilerine göre bir üslup geliştirirler ve o köşe onların dünyasıdır adeta. Ne çok özgür ne de baskı altında yazarlar yazılarını.
Sadece yazdığı gazete ya da derginin fazla çizgisinden çıkmadan, kendi düşüncelerini dile getirebilir. Başka köşe yazarlarına atıflarda bulunabilir. Başından geçen özel bir anıyı anlatabilir, sevmediği halde siyaset konularında fikirlerde bulunup bunları yorumlayabilir.”
Buyurun tüm köşe yazarlarına bir yol çizsin diye yazdım. Bakalım kim ne kadar uyguluyor acaba?