Konyaspor bu sene de üzecek
Konyaspor’la ilgili aslında yazı yazmayı sevmiyorum. Çünkü şehrimizin takımı, Konyaspor’un ulusal basında ülkenin her yerinde insanların Konya’yı tanımasında, bilmesinde etken bir öge. O nedenle de Konyaspor’la ilgili bir yazı yazmak, anlayanın da alabileceği kadarını anladığını düşünürsek riskli bir yazı oluyor. Ama birilerinin de “kral çıplak” demesine bu şehirde ihtiyaç var.
Aykut Kocaman, Ahmet Şan döneminde Konyaspor’un başına getirildiğinden beri oyunundan çok haz aldığım bir teknik direktör değildir. Bu fikrimi de defaten gerek sosyal medyadan gerek yazılarımdan dile getirmişimdir.
Oyun tarzı eğlenceli olmadığı gibi tamamen müdafaa ağırlıklı ve sıkıcıdır. Bir futbol seyircisi keyifli bir maç izlemek ister. Gerek Ahmet Şan döneminde geldiğinde gerekse bu dönemde tekrar başa geldiğinde oynattığı maçların hiçbirinde gönül rahatlığıyla “bu maçı alacağız” dediğimiz bir maçı hatırlamıyorum. Bilakis her oynadığımız maç ilk golü atsak “acaba beraberlik golü şimdi mi gelecek” gerginliği içerisinde, ilk golü yersek de “gol atabilecek miyiz” endişesi içerisinde maçı gerginlikle izliyoruz. Zaten beraberlik olduğu zaman biliyoruz ki “oyun rutine bağlanacak ve gol atmayız da yemeyiz de” düşüncesi içerisinde uykulu gözlerle maçı izlemeye çalışıyoruz. (Konyaspor maçları bu şekilde geçmiyor diyen varsa bana da bir anlatabilirse memnun olurum.)
Daha önceki yönetim döneminde en azından ortada bariz bir başarı vardı. Ve yönetim gerektiği yerde önlem alabilecek hamleleri yapmaktan çekinmiyordu. Şimdi koskoca bir transfer sezonu geçti ve transfer yapılmadı. Bunun nedeni de “teknik direktör istemedi” diye gösterildi. Şimdi baktığımız zaman çok başarılı olmayan bir takım var. Ve nihayet en son basın toplantısında Aykut Kocaman takviye yapılabileceğini ima etti. En son berabere kaldığımız maçta da seyirci sayısı sanırım kimseyi memnun etmemiştir.
Bu gelinen son aşamada ortada bir kriz olduğu belli iken yönetimin bu denli sessiz olması da ayrı bir handikaptır.
Şimdi bu yazıyı okuyanlardan “daha erken düzelme şansı var” diyenler çıkabilir diye yazayım. Zaten ben hiçbir zaman “Aykut Kocaman istifa” “Yönetim istifa” gibi eyyamcılıklar peşinde olmam. Çünkü Aykut Kocaman transfer yapmayarak takımı güçsüz hale getirmiştir. Şimdi bırakıp gidecek olması takım için zarar Aykut Kocaman için mükafat olur. Bu takımı bu hale getiren Aykut Kocaman’dır. Düzeltmesi gereken de kendisidir. Keza yönetim için de aynı şeyleri düşünüyorum. Takımı Avrupa’da oynamaktan, kupa şampiyonluklarından bu hale getiren bu yönetimdir ve çözümü de bu yönetim bulacaktır. Konya’da 2 buçuk milyon nüfus vardır. Konyaspor’a bir başkan gelir bir başkan gider. Öyle kimse bulunmaz Hint kumaşı falan değildir. Teknik direktörüne söz geçirebilen, iyi bir idareci olan, yönetmesini bilen başkanlar bulunur. Ama önemli olan takımı kötü bir hale getirip bırakıp gitmek değil, bilakis takım en zirvedeyken bırakabiliyorsa önem arz eder.
Yani tekrar özetle yazayım, ne teknik direktör, ne yönetim bu aşamada takımı bırakamaz. Bu yazının da böyle bir talebi falan yoktur. Ama takımı yönetmesi için Konyalı yönetimi görevlendirmiştir. Dolayısıyla yönetim takıma sahip çıkacak, gerekirse görevlendirdiği ve maaşını ödediği teknik direktörünün de kulağını çekmekten imtina etmeyecektir.
Konyalı Konyaspor’un Avrupa’da yarışmasını ve Türkiye kupalarında şampiyonluklara oynamasını istemektedir. 3. Sınıf mahalle takımlarına yenilmesini hazmedememektedir.
Burada yapılan görev öyle sadece Konyaspor’un direk taraftarını ilgilendiren bir görev değil, tüm Konya’yı ve ülkenin her yanında yaşayan Konyalıyı da ilgilendiren bir görevdir. Bu görev bu bilinç içerisinde yerine getirilmelidir.
Umut ediyorum ki bundan sonraki dönemler, daha zaman varken olumlu değişmelerle Konyalı’ya hak ettiği sevinç yaşatılır.