Ak Parti’den sonra MHP’de adaylarını tanıtmak için bir toplantı yaptı. 15 adaya da söz hakkı vererek yapılan bu tür toplantılar gerçekten çok doğru ve aday hakkında da fikir edinilebilecek toplantılardır.
MHP’de Mustafa Kalaycı’nın listebaşı olmasından daha doğal bir şey yoktur. Bunun hiç tartışılacak bir tarafı bile yoktur. Konuya geçmeden önce dün okurlarımızın birinden gelen eleştiriyi de açıklamam gerekir. Okurumuz diyor ki; “Ak Parti’nin tüm adaylarını teker teker açıklamışsın, diğer partilerin adaylarının hepsini açıklamıyorsun”. İyi de Ak Parti’nin adaylarının 1.sırası da 15.sırası da toplumca tanınan ve hakkında fikir sahibi olduğumuz isimler olduğunu gözden kaçırmamak gerekir. Diğer partilere baktığımızda belki kendi partisince tanınan ama kamuoyunun haberi bile olmadığı adaylar hakkında ne yazılabilir ki? 5 senede bir seçimler geldiğinde basın mensuplarına “merhaba” diyen, Konyalı vatandaşlarla ancak seçimlerde görüşen kişiler hakkında bir şeyler yazmanın zorluğunu inanın anlatmak daha da zordur.
Gelelim konumuza… MHP’de ikinci sıranın tartışıldığını dünkü yazımda da söylemiştim. O konuda şahsi fikrimi merak edenler için söyleyeyim; inanın hiçbir fikrim yok. Yani 2.sıra adayı MHP teşkilatlarını bilemem ama vatandaşta bir karşılık bulur mu bilmiyorum. Ama şu bir gerçek ki 3.sıra adayı Celil Çalış’ın da 4.sıra adayı Güzide Çıpan’ın da gerek teşkilatlarda gerekse Konyalı vatandaşlarda bir karşılığı vardır. Bu konuda daha fazla konuşmanın bir gereği de yoktur. Muhakkak ki bizim bilmediğimiz bir yararla 2.sıraya bu aday konulmuştur.
İşin doğrusu diğer partiler konusunda da pek fazla bir bilgim yok. Yani Büyük Birlik Partisi, Yeniden Refah Partisi gibi partiler de liste çıkarmışlar. Büyük Birlik Partisi’nde tabii ki listebaşı yıllardır partiye emek veren il başkanı değerli Osman Seçgin ağabey. Yeniden Refah Partisi (YRP) listesinde de iyi tanıdığımız iki isim var ki birisi il başkanlığını da yapan Adnan Acar diğeri de sevdiğimiz dostumuz Avcan Petrol CEO’su Temel Peker. Bu arada YRP Konya teşkilatı Genel Başkan Fatih Erbakan’ın da rüzgârıyla oldukça iyi durumda. Tabii bu konuda net bir şey söylemek çok doğru olmaz ama Konya’da Saadet Partisi’nden daha fazla oy alması bekleniyor.
Bir de bahsedilmesi gereken Yeşil Sol diye bir parti var ki HDP kapatılırsa idame edecek partinin adı bu. Yani teröre destek veren, yataklık eden, terör örgütüne sırtını dayayan ve de bölücü teröristi “kurtuluş mücadelecisi” olarak göstermeye çalışan HDP hakkında kapatma davası olduğundan kendisini güvence altına almak adına kurulan “yeni HDP”…
2018 seçimlerinde bu HDP’nin Konya’da 50 bin oyu vardı. Saadet Partisinin 2018 seçimlerdeki oyu 30 bin iken HDP’nin 50 bin olması da ayrı bir durum. Şimdi HDP’nin yerini alan Yeşil Sol Partisi tüzüğüne göre yine sosyal demokrat bir parti ve HDP’nin ve sosyal demokrat oylara talip… Ülkesinin aleyhinde, ABD Emperyalizmiyle ortaklaşa iş kovalayan belki de Dünyadaki ender partilerden olan HDP siyasi hayatına hala devam ediyor olması da ayrıca tartışılacak bir durum olması nedeniyle önemlidir.
Şimdi bu seçimlerde artık oyların bir önemi olmayacağına göre ve de 30 bin, 50 bin gibi oylarla milletvekili çıkmayacağına göre bu oylar “artık oy” olarak kenarda kalacak.
Şimdi buraya kadar üç gündür yazdıklarımı bir toparlamak gerekirse, Konya’da adaylar artık belli. Tanıdığımız, bildiğimiz kadarıyla adayları konuştuk. Bunun yanı sıra adaylardan doğabilecek rahatsızlıkları konuştuk. Ve en önemlisi de milletvekillerinin alınan oya göre belirleneceğini ve de 50-60 bin oy alan bir partinin milletvekili çıkaramayacağını hatta belki 120-130 bin civarında oy alan bir partinin bile belki de vekil çıkaramayacağını anlatmaya çalıştık.
Burada şuna da dikkatinizi çekmek isterim. Partili olmayan sade bir vatandaş aslında aday kimmiş, kaç oy alırmış, hangi bölgeden oy getirirmiş, iyi miymiş, kötü müymüş gibi konularla ilgilenmiyor bile. Bu vatandaş seçim günü sandığa gidiyor ve istediği parti için oyunu kullanıp eve gidiyor ve de hayatına devam ediyor. Adaylarla ilgili, sıralamalarla ilgili eleştiri yapan aslında kendi partilisi. Yani parti üyesi vatandaş memnuniyetsizliğini belirtiyor. Bir nevi kendi partisini kötüleyen aslında o partiliden başkası değil.
Adamla konuşuyoruz; diyorum ki şu kadar milletvekili çıkarabilir. “Yok” diyor kesinlikle o kadar milletvekili çıkaramaz. O zaman diyorum ki “şu kadar oy alabilir mi”. “Daha fazlasını alır” diyor. Daha fazlasını alırsa işte çıkaracağı milletvekili sayısı o kadar. Buna itiraz etmenin bir manası yok ki…
Yani kısacası partiler kapı kapı kendilerini anlatmalılar. Vatandaşa dokunabilmeliler. Ancak o zaman vatandaşın oyunu alabileceklerdir. Oyu almadan milletvekili çıkmaz. Veya slogan atar gibi “biz 3 milletvekili, 5 milletvekili çıkarırız” diyerek de çıkmaz. Sadece vatandaşın oy atmasıyla bu milletvekilinin sayısı belli olacaktır.
Dostlukla kalın.