Öncelikle yazıma şehitlerimize rahmet dilemekle başlamak istiyorum. Malumunuz dinimizce şehitlik en yüksek mertebedir. Ancak bir halk için, şehit haberlerine alışmak kadar kötü bir durum da yoktur. Türk halkı olarak 40 yıldır şehit haberlerine alışmadık umarım bundan sonra da alışmayız. Tüm Türk halkının bir kez daha başı sağ olsun.
İSTANBUL BELEDİYE BAŞKANLIĞI
Konya’daki en önemli gündemlerinden birisi malumunuz yerel seçimler… Ve yerel seçimlerde Ak Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı, Konyalı hemşerimiz Murat Kurum’un olması Konya’da büyük bir moral kaynağı oldu. İstanbul’da “CHP üyesi seçmen” tabii ki partisinin adayı Ekrem İmamoğlu’na oy verecektir. Ama bunun dışında kalan sağın ve solun merkezindeki seçmen aldığı hizmete oy verir. Ve bu seçmen İmamoğlu’nun “Cumhurbaşkanı yardımcılığı” merakından memnun kalmamıştır.
2019 seçimlerinde İstanbul seçmeni için Binali Yıldırım ismi cazip bir isim değildi. Her “boş olan yere” aday gösterilen Binali Yıldırım İstanbul seçmeni için doğru bir isim değildi. Buna rağmen Ak Parti seçmeni Yıldırım’ı ayakta tutmuş ve İmamoğlu ile aynı oranda yüzde 48 oy vermişti. Ak Parti’nin yanlış kararı olarak nitelendirilen ikinci seçime gidilmesi olayın boyutunu değiştirdi. Çünkü İstanbul seçmeni diğer illerdeki seçmenlere benzemez, hizmeti değerlendirir. Yanlışı cezalandırır. 1994 yerel seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanı seçilmesinin en önemli sebebi de İstanbul seçmeninin hizmete değer ve oy vermesinden olduğunu unutmamak gerekir.
Şimdi Ak Parti çok doğru bir seçimle Murat Kurum’u aday gösterdi. Hizmet açısından İstanbul seçmeninin en çok sevdiği profil örneğidir. Murat Kurum bakanlığı döneminde Türkiye’nin her şehrine bir mühür vurmuş bakandır. Bu yönüyle Batı’da, Trakya’daki Roman vatandaştan, Doğu’daki Kürt vatandaşa kadar herkes Bakan Murat Kurum’u çok sevmiştir. Bu yönüyle +1 puan öndedir.
Ekrem İmamoğlu ise belediye başkanı seçilmiş ve ardından İstanbullunun her yanında olması gerektiği zamanda ya tatilde ya da Cumhurbaşkanlığı Seçimi peşinde görüntülenmiştir. Bilindiği üzere Konya’da bile miting yapmıştır. Bu yönüyle İstanbul seçmeninin gözünde bir adım geridedir.
Bu seçim İstanbul’da Murat Kurum ve Ekrem İmamoğlu arasında rekabet dolu bir seçim olacaktır. Eğer Ak Partili üyeler oy kullanırken “yanlış” yapmazsa bu seçimi Kurum alır. Ancak Ak Partili seçmen şayet “çıkar” peşinde koşarak “sahayı terk ederse” o zaman seçimi İmamoğlu alır.
KONYA MERKEZDE YEREL SEÇİM
Ak Parti üyelerine bu seçimlerde oldukça büyük bir görev düşecektir. Eğer seçimlerde samimiyetle Ak Parti kazansın istiyorlarsa sahayı terk etmemelidirler. Ancak Konya’da da görünen o ki belediye başkanlarını en çok eleştirenler Ak Partililerdir. Hangi partiden olursa olsun Ak Partili olmayan seçmen Konya merkezindeki ilçelerin hiçbirinde şikayet edeceği bir şeyler bulamamaktadır. Bu tür şikayetler çok ilginçtir ki Ak Partililerden gelmektedir. Daha ilgincini de söyleyeyim, Ak Partili Meram, Selçuklu, Karatay ve Büyükşehir belediyeleriyle ilgili olumsuz bir haber yapılıyorsa bilin ki bunun kaynağı Ak Partili bir üyedir.
Konya’da her ne kadar tevatürler çok olsa da baştan beri söylüyorum, “normal şartlar altında” Büyükşehir, Karatay, Meram ve Selçuklu belediye başkanları aynı şekilde görevlerine devam ederler. Normal şartlar altında dememim sebebi şu: Siyasetin yazılmayan bazı adap kuralları vardır. Bu kurallar doğrultusunda mesela Dünya Belediyeler Birliği Başkanı olan bir belediye başkanını aday göstermemek olmaz. Aynı zamanda belki de 1989’dan bu yana Konya’daki 4 belediye başkanının çok uyumlu ve organize çalıştığı bir dönemi yaşarken bu uyumu bozmak genel merkezin de işine gelmez.
KONYA İLÇELERİNDE SEÇİM
Ülke geneline baktığımız zaman bir taraftan ekonomik zorluklar, diğer taraftan çalışan ve emekli için az görülen maaş zamları, bir başka taraftan, tüketicinin hiç de memnun olmadığı zamlar ve de belki de en önemlisi çevremizdeki savaşlar ve aynı zamanda şehit haberleri…
Anlayacağınız vatandaşın sıkıntısı oldukça fazla gözüküyor. Konya’ya baktığımızda yerel seçimlere bu durumlar etki eder mi diye düşünmeden edilmiyor. Ancak ben cevap vereyim yerel seçimlere bu durumların hiçbir etkisi olmayacak. Konya’da 32 belediye başkanı seçilecek ve bu 32 belediyenin 32’sinde de Cumhur İttifakı belediye başkanları en büyük “favoriler”.
Herkesin bildiği üzere geçtiğimiz hafta Cumhur İttifakı’nın MHP kanadının belediye başkanı çıkaracağı ilçeler belli olmuştu. İki küçük ilçe Akören ve Halkapınar ve bir de “il olacak ilçe” Ereğli MHP’ye bırakılmıştı. Buralarda seçimi MHP’nin yani Cumhur İttifakının alacağına kesin gözüyle bakılıyor. Zaten Cumhur İttifakında en büyük sorunun yaşandığı ilçe Ereğli idi. Ak Parti Konya teşkilatları Ereğli’de kriz yönetemeyince Cumhur İttifakı adına en doğru sonuçla MHP adayı Hüseyin Oprukçu aday olmuş oldu.
Yukarıda yazımın başında İstanbul için belirttiğim “Ak Partili seçmen” eleştirisini tam da bu nedenlerle söyledim. Ak Parti il örgütlerinde kriz yönetimi diye bir anlayış yoktur. Dolayısıyla bir kriz varsa o krizin olduğu bölgede “el ayak birbirine dolaşır” ve orada eğer Genel Başkan Erdoğan işe el atmazsa kaybetme olasılığı oldukça fazladır.
Neyse ki Konya’da bir muhalefet anlayışı olmadığı için Ak Parti’nin şansı da halihazırda devam etmektedir. CHP’nin belediye başkanlığına sahip olduğu Tuzlukçu ilçesinde bile Ak Parti en favori iki partiden biridir. Konya’da 32 belediye başkanlığının 32’sinin de Cumhur İttifakında olması çok da sürpriz bir sonuç görünmemektedir.
KONYA ŞEKER’İN DURUMU
Geçtiğimiz Cuma günü Konya Şeker’in Başkanı Ramazan Erkoyuncu bir basın toplantısıyla 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutladı. Basın mensuplarına kahvaltı ikram eden Başkan Erkoyuncu aynı zamanda Torku bisküvi ve çikolatalardan oluşan şivliliklerimizi de sağ olsun unutmamış.
Başkan Erkoyuncu Konya Şeker’in başına geldiği Ekim 2021’den bu yana sanırım 4-5 kere basınla bir araya gelmiştir. Düzenlenen basın toplantılarının da sanırım hepsine katılmışımdır. En son Cuma günkü basın toplantısına da katıldım. Başkan anlattı biz dinledik. Ama tüm basın toplantılarında olduğu gibi bu basın toplantısının sonunda da Konya Şeker’in iyi bir durumda mı yoksa kötüye giden bir durumda mı olduğunu anlayamadım.
Başkan, her toplantıda borçlarından, harçlarından, zararlarından, yanlışlardan, eksikliklerden, hatalardan bahsediyor. Tamam, 2021 yılındaki basın toplantısında bunlardan bahsetmesini anlayabiliyordum. Ama artık aradan 2 yıldan fazla geçti. Konya Şeker’in durumunun kötü olduğu imajı hem TORKU’ya hem de Konya’ya zarar verir artık.
Bırakın gazeteciliği bizler birer Konyalı olarak Konya Şeker’in, TORKU’nun dimdik ayakta ve Türkiye’nin en büyük kurumu olması yönünde ilerleyen halini görmek ve duymak isteriz. Kapatılan ya da kısıtlanan fabrikalar, üretimi durdurulan ürünler bunlar Konyalıyı mutlu etmez. Ve de algıyı da “Konya Şeker’in durumu kötü mü” noktasına taşır ki bunu sanırım hiçbirimiz istemeyiz.
Başkan basın toplantısında konuştukça aklıma zengin adamın, yanına gelen insanlara, borç istemesinler diye hep işinin kötü gittiğinden falan bahsetmesi fıkrası geldi.
Ama şu bir gerçek ki bizler Konya Basını olarak 2021’den bu yana Başkan Erkoyuncu’ya ve Konya Şeker’e gereken her türlü basın desteğini Konya’nın marka firması olması nedeniyle verdik. Tabii ki vermeye de devam edeceğiz. İnanıyorum ki Başkan Erkoyuncu da gerek Konya’nın gerekse Konya Basının desteğinin farkındadır ve de bunu bir vefa örneği olarak adlandırabilir.
Dostlukla kalın.