Genelde hep soruyorlar; “ya AK Parti dışında aday yok mu? Herkes AK Parti’ye endekslenmiş” diye. Eğri oturalım doğru konuşalım. Konya’da AK Parti dışında bir alternatif görüyor musunuz?
AK Parti Türkiye genelinde en kötü zamanlarını yaşıyor olsa da, Konya’da merkezde, tartışmasız tek parti gözüküyor. Sanırım muhalefet partileri de bunu kabullenmiş olsa gerek onlar da zaten çok asılmıyorlar merkezdeki ilçelere. Ama buna rağmen, yani AK Parti seçimi merkezde alacağına yüzde yüz inansa da yine de, Konya’da, en fazla sahada olan parti durumunda. İl Başkanlığı ayrı programlar, ilçe başkanlıkları ayrı programlar, belediyeler ayrı programlar, milletvekilleri ayrı programlar, belediyelerin ayrı birimleri ayrı programlarla gece gündüz faaliyet içerisindeler.
Taşra ilçelerde de durum aslında bundan çok farklı gözükmüyor. Yani Konya, aslında AK Parti için tam bir kale konumunda. Ve bu kalenin düşürülmesi konusunda karşı tarafta bir hareket ben bir gazeteci olarak görmüyorum.
Şunu net olarak görebiliyoruz ki, AK Parti kendi içerisinde bir takım sorunlar yaşamakta. Ve bu sorunlar bu seçimlerde oldukça ayyuka çıkmış durumda. Bir de buna 16 yıllık iktidar yıpranmasını koyarsanız bu seçimler muhalefet için umut verecek seçimler olması lazımken, muhalefet ya bunun farkında değil, ya da kapasitesi bu kadar olduğu için yapacak bir şey bulamamakta…
Siyaset, otomobil kullanmak gibidir. Karşıya bakacaksınız, yanlara bakacaksınız, yan aynalardan ve dikiz aynasından arkaya bakacaksınız. Bu arada direksiyon hakimiyetini yitirmeyeceksiniz ve vitesi devrinde kullanacaksınız. Bunlardan birisini eksik yaparsanız, istemediğiniz sonuçlarla karşılaşabilirsiniz.
Dolayısıyla zaten bu nedenle particilik bir örgütsel, işbirliği içerisinde bir iştir. O nedenle sadece il başkanları veya ilçe başkanları değil bunların bir de yönetim kurulu üyeleri vardır. Yani ortak akıl için oradalardır.
Şöyle bir örnek vereyim. A partisi, bir an önce aday belirliyeyim diye ona buna teklif götürüyor. Bu ısmarlama tekliflerden birisi kabul ediliyor. Ve hiç toplumda nasıl karşılanacağına bakmadan A Partisi apar topar resmen adayını açıklayıveriyor. Aradan bir hafta geçiyor mesela “Recep Konuk” tüm toplumun kabul edeceği bir aday ortaya çıkıyor. Ne yapacaksınız? Birisi hiç bilinmeyen, toplumda karşılığı olmayan ama açıklanan aday, diğeri de seçimi zorlayacak bir aday ne yapacaksınız? İşte siyasette bu tür handikaplara düşmemek için dikkatli davranılır. Politik davranılır. Yani mal bulmuş mağribi gibi ilk bulunan adaya sarılarak, hiçbir altyapı araştırılmadan seçimlere 75 gün kala kamuoyunda karşılığı olmayan bir adayla yola çıkarak siyaset heba edilmez.
İşin ilginç tarafı şudur: AK Partiyle işbirliği yapan MHP’nin alacağı yerlerle birlikte AK Parti-MHP, 32 belediye başkanlığını matematiksel olarak alacak gibi gözükmektedir. Bunu değiştirmek için ne yapılması gerekmektedir, muhalefet bunun üzerine siyasetini kurmalıdır.
Şu anda, AK Parti’nin kendi içerisindeki, kendi kendine muhalefeti inanın diğer partilerin muhalefetinden çok daha etkilidir.