Ülkemizde 1980’den sonra ki dönemde birçok başbakan geçti. Özal Başbakandı. Gerek kamuoyu tarafından gerekse muhalefet tarafından çok eleştirildi. Demirel Başbakandı. Hem kamuoyu tarafından hem muhalefet tarafından çok eleştirildi. Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit yani tüm başbakanlar eleştirildi.
Hatta başbakan yardımcılığı görevlerinden bulunan Murat Karayalçın, Devlet Bahçeli gibi isimler de bu eleştirilerden paylarını aldılar. Ve 2002’ye geldikten sonra Recep Tayyip Erdoğan da başbakan olarak oldukça eleştirildi.
Aslında yakın tarihimizi göz önünde bulundurursak belki de “en az eleştirilen başbakan mevcut başbakanımız Ahmet Davutoğlu’dur” desek yeridir. Çünkü şimdilerde kamuoyundan ziyade muhalefetin eleştirileri ön planda ve de bu eleştiriler de genelde Başbakan’dan ziyade Cumhurbaşkanına.
Yani bir Konyalı olarak Ahmet Davutoğlu’nun 35 yıldır en az eleştirilen başbakan olduğunu söylemek yanlış olmayacağı gibi hemşerimiz olması da övünç kaynağı olmalıdır.
Gelelim bugün ki asıl konumuza.
Partilerde her zaman olduğu gibi genel başkanlık mücadeleleri her daim de olacaktır. Burada bizi ilgilendiren en önemli kısım, başbakan çıkarmış bir şehir olarak bu mücadelede Başbakanımıza sahip çıkabilmektir.
Eğer “Çıkabiliyor muyuz?” diye sorarsanız bunun cevabı basittir. Hayır, çıkamıyoruz!
Ankara’da konuşulan en önemli konulardan birisinin AK Parti’de bir olağanüstü kongre olduğu dedikodusu yayılmaktadır. Bu kongrede genel başkan isminin değişeceği ve de akabinde sonbaharda erken bir seçime gidilmesi senaryoları konuşulmaktadır.
Eğer bu doğruysa, Konyalı MYK üyeleri Selçuk Öztürk ve Mehmet Babaoğlu başta olmak üzere tüm AK Parti yönetimleri ve hatta Konya kamuoyu şimdiden bunun önlemini almalı ve de Konya’nın her zaman olduğu gibi haksızlıklara uğramasının önüne geçmelidir.
Şayet yüzyıllar sonra elde edilen Başbakan imkanını değerlendiremeden, Ankara’daki birtakım ayak oyunlarına ve şahsi ikballere heba edersek o zaman hem Konyalı AK Partililer olarak hem de tüm Konyalılar olarak gerçekten çok pişman oluruz.
Ama bilirsiniz ki; “son pişmanlık fayda etmez”.