Kimsenin kimseye söz söylemeye hakkı yok
İnsanlar son zamanlarda o kadar çok birbirlerine bir şey öğretmeye çalışıyorlar ki, birbirlerine bir şey öğretmeye çalışmaktan, kendileri bir şey öğrenemiyor maalesef.
TV programlarına bakıyorsunuz, bu programların katılımcılarından bir kabine oluştursanız sanırsınız ki ülke en iyi şekilde yönetilir. Ama konuşan adamların geçmişine bakıyorsunuz söylemleriyle yaptıkları birçoğunun çok farklı. Hep aklıma şu hikaye geliyor: “Bir zamanlar Çin'de bir adam o kadar aç ve bitkin düşmüştü ki, dayanamayıp bir armut çaldı.. Adamı yakalayıp cezalandırılmak üzere İmparator'un karşısına çıkardılar. Hırsız İmparator'u görünce ona şöyle dedi; “Değerli efendim, çok açtım, dayanamadım çaldım ve yedim. Beni affetmeniz için yalvarıyorum. Eğer affedersiniz size paha biçilemez bir armağanım olacak..” İmparator dudak büker; “Senin gibi birinde paha biçilemez ne olabilir ki?”
Hırsız, avucunun içindeki armut çekirdeğini uzatır ve “Bu çekirdeği ekerseniz bir gün içinde altın meyveler veren bir ağacın yeşerdiğini göreceksiniz.”
İmparator kahkaha atarak; “Ek o zaman, altın meyveleri görünce affederim seni. “ der.Yoksul adam; “Haşmetlim bu tohumu ben ekemem çünkü ben bir hırsızım. Bu tohumu ancak, ömründe hiç çalmamış, başkalarına hiçKimsenin kimseye söz söylemeye hakkı yok haksızlık yapmamış, yalan söyle memiş biri ekebilir. Tohum o zaman gücünü gösterir, aksi takdirde onu ekeni zehirler, tarif edilemez acılarla öldürür. Sultanım, bu tohumu ancak siz ekebilirsiniz.” İmparator irkildi, suratını astı, bir süre düşündü, sonra hırçın bir sesle; “Ben imparatorum bahçıvan değil, o tohumu başbakana ver eksin de altın meyveleri görelim.” dedi.
Yoksul adam, tohumu başbakana uzatınca başbakan telâşe içerisinde
İmparator'a dönüp itiraz etti. “Ben ekim biçim işlerinde çok beceriksizim efendim, sihirli tohumu ziyan ederim. Bence bu tohumu hazinedar başı eksin.”
Hazinedar başı da hemen bir bahane buldu ve bu görevi başkasına devretti. Bir bir orada bulunan herkes sudan sebeplerle tohum ekme görevinden kaçındılar.
Sonra İmparator, doğan sessizliğin içerisinde bir süre düşündü. Başı önünde başbakana, hazinedara ve bütün görevlilere dik dik baktı. “Hadi bakalım bu hırsız bahçıvana tohumun nasıl altın meyve verdiğini hep birlikte gösterip sevindirelim.” dedi.
Cebinden bir altın çıkarıp yoksul adamın tutması için attı. Herkesin ceplerinden sessiz sedasız birer altın çıkarıp adama vermesini izledi. Sonra da gülerek; “Bas git buradan be adam, bugünlük bu ders hepimize yeter.” dedi.”
İşte aynen hikayedeki gibi, tohumu ekecek dürüst adam kalmamış ama bu dürüst olmayan insanlar maalesef dürüst olan insanları da eleştirmekten hiç geri kalmıyorlar. Dostlukla kalın.