Çok sevdiğim konulardan birisi şehirciliktir. Şehirler güzel, temiz, modern ve çekici olmalıdır. Ama aynı zamanda Şehircilik kültürü de benim için olmazsa olmazdır. Her zaman söylerim, Konya şehircilik bakımından çok güzel bir yerdir. Oldum olası düzenli, tertipli, temiz ve çekici bir kenttir. Bu konuda da en büyük şansı belediye başkanları olmuştur. Geçmişten bugüne kadar gerçekten güzel hizmetler veren belediye başkanları Konya’yı yönetmiştir. Konyalı olarak tümüne minnettarız.
Konya’nın şehircilik konusunda belediye başkanından sonra bu dönemdeki en önemli diğer avantajı da Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’dur. Kim ne derse desin, hangi partiden olursa olsun, göreve kim atamış olursa olsun; çok isabetli bir kararla Konyalı hemşerimiz Murat Kurum, Çevre ve Şehircilik Bakanı olmuştur. Bu avantajı da gerçekten Konya çok iyi kullandığı gibi aynı zamanda şehircilikte gerçekten çok olumlu yaklaşımlarla ve yatırımlarla karşılaşmaktadır.
Bakın en sondan başlayarak kısa bir bilgi vereyim. “Tarımköyler”, ülkemizin kalkınması için çok önemli bir adım. Projenin kime ait olduğu da önemli değil. Çevre ve Şehircilik Bakanımız tarafından 45 projede 7bin tarımköy konutu hazır ve Elazığ, Malatya ve İzmir’de de bu projeler hayata geçiyor. Şahsen ben bu tarımköyleri çok önemsiyorum.
Tüm Türkiye’de 20 yaş üstü binaların risk raporları hazırlanıyor ve şehircilikte köklü bir dönüşüme doğru ülkemiz gidiyor. Bu arada inşaat ve gayrimenkul sektörüne çok yararlı olacak Bina Kimlik Sistemi önümüzdeki nisan ayında yürürlüğe giriyor. Böylelikle yapılara verilecek QR kod ve elektronik etiket ile binaya ilişkin tüm bilgilere erişim imkanı sunan sistem, hasar tespit sürecini de hızlandıracak.
Bakın bu yazıyı okuyan çoğu kimsenin dikkatinden kaçtığına eminim; mesela Bakan Kurum’un yaptığı işler sadece inşaatla, binalarla falan da sınırlı değil. Edirne Keşan’da Bakan Kurum’un yaptığı hizmetlerden birisi de Roman vatandaşlar at arabacılığını bırakıp artık şehirde “üç tekerlekli” (triportör) araçlarla işlerine güçlerine devam edecek. Orada at arabacılığı yapan Roman vatandaşların atlarının yerine hem bir çevrecilik hem de bir şehircilik örneği gösterilerek “üç tekerlekli” verildi. Burada şehrin trafiğindeki at arabasından oluşan çirkin görüntüden kurtulan Keşan aynı zamanda atların hor kullanılmasının, hayvanların haklarının gaspının da önüne geçmiş oldu.
Bunun dışında Bakan Kurum çevreciliğe verdiği önemi aynı zamanda “Biz değişirsek iklim değişmeyecek, biz değişirsek dünyamız güzelleşecek” sloganlarına verdiği destekle de dile getirdi. Bu arada Ayder Yaylası gibi Türkiye için çok önemli merkezlerde de yapılan “dönüşümler” hem turizme, hem şehirleşmeye, hem çevreye yarar sağlaması bakımından çok büyük önem oluşturmaktadır.
Türkiye’nin her şehrinde kentsel dönüşümler zaten devam ediyor ve tabiri caizse her şehir kentsel dönüşümden ötürü nerdeyse inşaat alanına dönmüş durumda. Toplu Konutlar konusunda Anadolu’nun en ücra yerinde bir toplu konut inşaatı ve buradan ev aldığı için ağzından duasını düşürmeyen yeni ev sahibi olmuş bir Anadolu insanı görmek mümkün.
Kısacası, şehircilik bakımından Türkiye de, Konya gibi çok hızlı gelişmekte ve modern şehirler ortaya çıkmaktadır. Ayrıca çevrecilik bakımından da gerek sıfır atık projeleri, gerek turistik dönüşümler, gerek hayvanlara sahip çıkma adına da çok büyük adımlar atılmaktadır.
Konya’da bu dönemde yapılanları yazmak istemiyorum çünkü o kadar çok ki, eğer merak edip öğrenmek isteyenler olursa Büyükşehir Belediyesi’nin internet sitesinde Konya’ya yapılan yatırımların tamamını görebilir. Ve bu yatırımlara bakarken dikkatli bakın nazar değsin de istemeyiz!
Çevre ve Şehircilik Bakanımız Murat Kurum’un vizyonel bakışını ve modern şehirlerin oluşmasındaki çalışkanlığını görmezden gelemeyiz. Şehirleşen toplumlar hem ekonomik kalkınmayı hem de kültürel kalkınmayı çok daha çabuk yaşayabilirler. Bu hamlelerle Hemşerimiz Sayın Bakan Murat Kurum, inanıyorum ki bundan çok yıllar sonra da “şehirciliğin mimarı”, “kentsel dönüşümün fatihi” olarak, minnetle anılacaktır.
Uzun süredir yazmak istediğim bir konuydu bu. Malumunuz “marifet iltifata tabii imiş”. Dolayısıyla zaman zaman güzel şeylerden de bahsetmemiz gerekir diye düşünüyorum.
Dostlukla kalın.