Kadir gecesi bir gece mi?

Erhan Dargeçit

Vatandaşlar olarak en önemli sorunumuz bilgi sahibi olmamaktır. Bu, maalesef toplumun her kesiminde gözükmektedir. Birisi bir şeyi savunur ama neyi savunduğunu, neden savunduğunu bilmez bile.

Mesela adam diyor ki; “ben sosyalistim”. Sosyalizmin kurucusu Marx bunun tarifini yapmış: “Sosyalist partiye üye olan sosyalisttir” diye. Aynı şekilde sosyalizmin “pratisyeni” Lenin de buradan yola çıkarak komünist tarifi yapmış: “Komünist partiye üye olan komünisttir” diye. Adam “sosyalistim” diyor; “komünistim” diyor ama CHP’ye üye veya DEM’e üye… Ama bunlar sosyal demokrat partiler. Niye böyle diyor? Çünkü fikir var ama bilgi yok ki…

Aynı şekilde, dini savunan kesim farklı mı? Onlar da gelenekselci bir din anlayışıyla “anne-baba Müslüman diye” Müslüman olmuş insanlar. Bir de bunları zamanında, ailesi Kuran Kursuna falan göndermiş. Kuran yazısını da okumayı biliyor. Görev tamamlanıyor. Kuran yazısını okumayı biliyor da anlayabiliyor mu ne dediğini, dersen, o da diğerlerinden farklı değil. Okuyup geçiyor.

Hâlbuki Kuran, “insanın kullanma kılavuzu” olarak, okunmasından ziyade anlaşılması gereken bir kitap. Ve anlamadığın zaman; olur-olmaz, ipe-sapa gelmez, abuk-sabuk cemaatlerin ve tarikatların oyuncağı haline gelirsin. Yani sonuçları çok da iyi olmaz.

Uğur Mumcu’nun meşhur lafını burada hatırlatmam gerekir: Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar” derdi rahmetli. İşte bilgisi olmadan fikir yürütmeye çalışanlar her zaman birileri tarafından yönlendirmeye açıktırlar.

Şimdi bu günlerde Müslümanlar olarak Kadir Gecesi’ni kutluyoruz. Yine gelenekselci bir anlayışla belirli bir tarih belirlenmiş. Bu tarih de bu geceye tekabül ediyor. Buna hiç itirazım olmadığını açıkça söyleyeyim de, bu bilgisizlerden biri ileri geri yorum yapmasınlar. Ancak bu güne ek olarak şunu belirtmeliyim ki, Müslüman 365 gününü Kadir Gecesi olarak değerlendirmelidir. Önemli olan da aslında budur.

Bakın şöyle çok daha anlaşılır bir metafor yapalım: Hadisi Kudsi’de Allah,“Kulum bana (farzlara ilâveten işlediği) nâfile ibadetlerle durmadan yaklaşır; nihâyet ben onu severim. Kulumu sevince de (âdeta) ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden ne isterse, onu mutlaka veririm, bana sığınırsa, onu korurum.” der. Peki, o zaman ibadetlerle durmadan Allah’a yaklaşılıyorsa, ibadet etmenin, nafile ibadet etmenin zamanı, saati, günü olabilir mi?

Aynı şekilde birçok Âlim bazı anların özel anlar olduğundan, bu özel anlarda özel mistik ve güçlü durumlar olduğundan bahseder. Mesela Elmalılı Hamdi Yazır tefsirinde “Kadir anı” ndan bahseder. Aynen “Miraç” gibi. Ama miraç denilince de akla “namaz müminin miracıdır” sözü gelir.

Şimdi buna tersten bakalım. Namaz ayakta sureyle başlar ve secde ile biter. Peygamber Efendimiz “Secde, kulun Allah’a en yakın olduğu haldir” der. Yani namazla birlikte Allah’a yakınlaşmaya başlıyoruz. Secdeyle en yakın hale geliyoruz. Buna da “miraç” diyoruz. Ve birçok Âlim’e göre “miraca” en yakın durum da “Kadir anı” olarak belirtiliyor. Ve Kadir gecesi aslında bir bakıma bu “kadir anına” erişmeye vesile oluyor. Ve “kadir anına” erişmek istiyorsak yapılması gereken sanki her gece kadir gecesiymiş gibi Allah’a yakınlaşmaya çalışmayı gerektiriyor. İşte o nedenle 26 mart gecesi “kadir gecesi” diyerek ibadet etmek değil; 365 gün “kadir anı”, “miraç” ve “secde” ederek yaşamak gerekmektedir.

Aslında bunun da en güzel açıklamasını “Kuran’ı gecenin kadrinde inzal eyledik” cümlesinde buluruz. “Gecenin kadri” işte bahsettiğim “kadir anıdır”. “İnzal etmek”, “maddesel” bir “indirme” değil; “nüzul” kelimesinden gelen “ilahi” veya “boyutsal” bir inmeden bahseder. Dolayısıyla kadir anını yakalamak için tüm bu dini verileri hep bir arada düşünmek ve uygulamak gerekiyor.

Öteki taraftan, bu gece yapacağın ibadetin binlerce yıl ibadetine denk geleceği gibi safsatalar, çocuklara “tekne orucu” tutturma mantığından farklı bir uygulama değildir.

Eğer Müslüman İslam’ı anlayıp, An’ı yakalamak isterse, inanıyorum ki, hem ortaya örnek bir Müslüman hem de kandırılamayacak bir İslam inananı çıkmış olacaktır.

Bu vesileyle Ramazan ayınızı bir kez daha kutluyor, “kadir anına” ulaşmanızı diliyorum.

TAZİYELERİMİZ DE VAR

Dün MHP İl Başkanı Remzi Karaarslan’ın değerli eşleri Gülbahar Karaarslan’ın vefat haberinden ötürü duyduğum üzüntüyü belirtmek isterim. Sevgili Başkan Remzi Karaarslan’a ve tüm aileye başsağlığı ve sabır dilerim.

Aynı zamanda dün sevgili ağabeyim, Konya Postası Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Uğur Özteke’nin kıymetli annesi Birsen Özteke’nin de vefat haberini aldık. Bu da çok üzüntü verici bir olaydı bizler için. Buradan değerli Uğur Ağabeye de başsağlığı ve sabır diliyorum.

Gülbahar Karaarslan’ın da, Birsen Özteke’nin de mekanları cennet olsun. Allah rahmet etsin. Okurlarımızdan da birer Fatiha inşallah gitsin.

Dostlukla kalın.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.