Kadınlarımız…

Erhan Dargeçit

Bugün bilindiği üzere 8 Mart Dünya kadınlar Günü. Ancak bugün bu konuyla ilgili bir yazı yazmak istemiyorum.

Geçen sene de 8 Mart’ta yazdığım yazıya bakınca fikrimde bir değişiklik olmadığını gördüm. Yani kadınlar kendi haklarını kendileri öncelikle aramalılar ve bu konuda erkeklerden belki destek alabilirler ama yardım almamalılar.

2015’in 8 Mart’ından, 2016’nın 8 Mart’ına kadar olan süreçte görünen o ki, hiçbir gelişme, hiçbir değişme yok. Gelişme olmadığı gibi kadınların hakları konusunda gerileme var. Bu gerilemenin nedeni de bence sadece kadınların kendi haklarına sahip çıkmamaları.

Sanırım kadınların kendi haklarına sahip çıkmamaları erkeklerin de işine geliyor ve bu süreç iyiden iyiye uzuyor. Aslında bu konuyu sanırım en iyi Nazım Hikmet anlatmış:

Ve kadınlar 
birbirlerinden gizleyerek bakıyorlardı ayın altında 
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine. 
Ve kadınlar 
bizim kadınlarımız: 
korkunç ve mübarek elleri 
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle 
anamız, avradımız, yarimiz 
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen 
ve soframızdaki yeri 
öküzümüzden sonra gelen 
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız 
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki 
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda 
ışıltısında yere saplı bıçakların 
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan 
kadınlar, 
bizim kadınlarımız 
şimdi ayın altında 
kağnıların ve hartuçların peşinde 
harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi 
aynı yürek ferahlığı, 
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler. 
Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde 
ince boyunlu çocuklar uyuyordu. 
Ve ayın altında kağnılar 
yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.