Gazeteciliğin zor meslek olduğunu yazmıştım. Tekrar söyleyeyim. Gazeteciliği böyle zor hale getirenin aslında biraz da vatandaşın haber alma hakkına engel koyanlar olduğunu da sanırım belirtmek gerekir.
Mesela, DSİ 4. Bölge Müdürü barajların doluluk oranıyla ilgili açıklama yapmış. Bundan daha doğru ve yerinde bir açıklama olabilir mi? Barajların doluluk oranını, gazeteci metre alıp ölçemeyeceğine göre, bu işi Devlet adına yapan DSİ, bu ölçümlerini paylaşacak ve gazeteci de vatandaşlara bunu duyuracak. Barajın dolu olduğunu ya da boş olduğunu duyan vatandaş da kendine göre önlemini alacak. Eğer dolu ise bu senenin bereketli geçeceğini düşünüp, mutlu olacak. Eğer beklenilenin altında ise su kullanımında kendine göre daha dikkatli olacak.
Aslında Konya Valisi Yakup Canbolat göreve geldiği ilk günlerde bir genelge yayımlayarak, müdürlerin kendi teknik konuları hakkında izine gerek duymadan açıklama yapabilmelerine izin vermişti.
Ama şimdi nedense gelinen aşamada Devlet’in müdürlerinden bir bilgi alabilme olasılığımız kalmadı.
Bir müdüre kendi internet sitelerinde yer alan bir etkinliği soruyoruz, cevaben “dilekçe yazın” diyor. Bir müdüre müdürlüğünün tarihçesini soruyoruz “dilekçe yazın” diyor. Ve bunun gibi teknik konularda bile bilgi almakta zorlanıyoruz. Ve belki de alacağımız cevabı 1 haftada-2 haftada alıyoruz. Hatta belki de cevabı alana kadar gündem bile değişiyor.
Yine örnek olarak söylüyorum: Eğer Milli Eğitim Müdürü’ne “hükümetin eğitim politikasını” sorarsak tamam dilekçe ile başvuralım. Ama “müdürlük bünyesinde kaç okul var, kaç öğretmen var” gibi sorular için dilekçe yazıp o dilekçenin cevabını beklemek çok da doğru bir uygulama olmasa gerek.
Sayın Valimizden bu konuyla özellikle ilgilenmesini isteriz. Sonuçta o müdürler de kamu hizmeti yapmakta, bizler de… Kamuyu aydınlatmak hepimizin görevi olduğuna göre bu konuda daha uyum ve koordine içinde çalışabilmek daha güzel sonuçlar doğurur diye düşünmekteyim.