Geçtiğimiz hafta sonunu Aydın’ın Didim ilçesinde Kültür Sanat Muhabirleri dostlarla geçirdik. Kültür Sanat Muhabirleri Derneği’nin, Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle düzenlediği Kültür Sanat Buluşmalarının bu sefer ki durağı Didim’di. Bu sefer Didim’de toplanan Kültür Sanat Derneği üyeleri Didim, Söke ve Kuşadası’ndaki değerlerimizi inceleyerek ardından tüm Türkiye’ye vatanımızın güzelliklerini tanıtmak adına şehirlerine döndüler.
Her zaman söylüyorum Kültür Sanat Muhabirleri Derneği çok güzel bir iş yapıyor. Çoğu zaman kendi ilimizdeki tarihi, turistik ve kültürel varlıklardan bile bihaber olurken, Dernek, Türkiye’nin çeşitli yerlerinden, tabiri caizse dört bir yanından gazetecileri buluşturarak hem farklı açıları hem de olması gerekip de olmayan yanları ortaya koymak adına bir çalışma düzenliyor. Ve bu inceleme ve çalışmaların ardından kendi yaşadıkları şehirlere dönen gazeteciler, kendi şehirlerin gördüklerini, gezdiklerini ve de incelemelerini kendi hemşerilerine anlatıyorlar.
Mesela ben zeytinyağımı Aydın’dan alırım. Dolayısıyla benim için Aydın, bir zeytinyağı üreticisi şehirdir. Bir başkası başka bir ihtiyacını Aydın’dan karşılar. Onun da için de Aydın o ihtiyacın şehridir. Kültür Sanat Muhabirleri Derneği’nin yaptığı da işte tüm bu özellikleri alıp, işleyip, tümüyle bir şehri değerlendirme şansını sunmaktadır.
Anlattıklarımı okuyunca sanırım söylediğim daha iyi anlaşılacaktır. Didim’de kaldığımız otele vardığımız günün akşamı protokol toplantımızda konuları genel manada bir değerlendirdik. Kültür Sanat Muhabirleri Derneği Genel Başkanı İbrahim Gökdemir öncelikle derneğin çalışmalarını ve de neler yapıldığını, neler yapılacağını anlattı. Aydın Büyükşehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cem Ulucan, Gazeteciler Cemiyeti olarak Aydın’da yaptıkları güzel faaliyetlerden bahsetti. Didim Belediye Başkan Yardımcısı, Konyalı hemşerimiz Öznur Gündoğdu Hanım, Aydın İl Kültür ve Turizm Müdürü, aynı zamanda çok sevdiğimiz Türk Halk Müziği sanatçılarından Mahmut Tuncer’in de oğlu olan Doç. Dr. Mehmet Umut Tuncer, yine bir hemşerimiz olan Didim Kaymakamı Halil Avşar ve de Kültür Sanat Muhabirleri Derneği’ne desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen ve güç veren, bilgi, birikim ve sempatisiyle de moral veren Kültür ve Turizm Bakanlığı Daire Başkanı Sanem Arıkan Hanım her biri ayrı ayrı genel bir değerlendirme yaparak ertesi gün ziyaretlere başlamadan bir bilgi hazırlığı yapmış oldular.
Ertesi gün incelememiz dünyaca ünlü Apollon Tapınağı ile başladı. Ardından aynı köy içerisinde bulunan Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasının ardından Yunanistan’daki Türklerle Anadolu’daki Rumların yer değiştirilmesi için yapılan anlaşmalarda kullanılan Mübadele Evi’ni gezdik. Antik Milet kentinin bulunduğu topraklarda gezmek ayrı bir keyifti. Antik tiyatro içerisinde dolaşırken 8000 – 9000 yıl önce orada bir şehir olduğunu düşünmek inanın çok değişik bir duyguydu. Didim Belediyesi Tıbbi Aromatik ve Süs Bitkileri Serası’nı da ziyaret ettik. Lavanta, kekik, biberiye, kantaron, nane gibi bitkilerin hem üretimini hem de aromatik yağlarını çıkartan Didim Belediyesi Türkiye’de çok da olmayan bir pazarı da oluşturmuş durumda. Hatta orada bizim Karatay Belediyemizin Lavanta reçelinden de bahsetmeden geçmedim.
Sonraki gün gezi yerimiz Söke oldu. Söke’de, Doğanbey’de Dilek Yarımadası Milli Parkı’nın kesinlikle görülmeden geçilmemesi gereken bir yer olduğunu belirteyim. Ayrıca bu bölgede Karina ve Güllübahçe Prien Antik kenti de Aydın’ın kültürel, tarihsel ve turizm açısından bir mihenk taşı olduğunu ifade etmem gerekir.
3. gün de Kuşadası’nda Kadıkalesi-Anaia Antik Kenti ile başlayan gezimiz burada Kazı Başkanı Prof. Dr. Zeynep Mercangöz’ün verdiği değerli bilgilerle devam etti. Tarihi Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı Kuşadası’nın merkezinde değerli bir tarihi yapı olarak kullanılmakta. Bu arada yine buradaki Mikro Minyatür sergisi de kesinlikle görülmeye değer bir sergi. Yani düşünsenize saç kılının üzerinde bir deve figürü ve bu figüre mikroskopla bakıyorsunuz. Çok ilginç değil mi?
Ve nihayetinde yoğun bir program içerisinde 3 günde gezmeye çalıştığımız Didim, Söke ve Kuşadası’nı tamamen gezemesek de bu toplantı en azından bir fikir olması açısından çok önemli bir rol oynadı. Didim’in, Kuşadası’nın sadece bir deniz kasabası olmadığı bunun yanında binlerce yıllık tarihiyle bir tarih kenti olduğu, bu tarihsel süreçlerin getirdiği köklü bir kültür kendi olduğunu da unutmamak lazım.
Bu arada tabii ki Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay ile M-Türk Televizyonunun programında bir araya geldik. Belediye Başkanı Atabay’ın Didim’i anlatması üzerine biz de merak ettiklerimizi canlı yayında ilettik. M-Türk moderatörü Serap Ülkü’nün moderatörlüğü üstlendiği, Çay TV Ankara Temsilcisi İbrahim Eksilmez ve Aydın Cemiyet Başkanı Cem Ulucan’ın katıldığı canlı yayında biz de Konya Anadolu’da Bugün Gazetesini temsilen sorularımızı ilettik. Bu arada Didim Belediye Başkanı’nın, Türkiye’de “pet shop”lardan kedi-köpek gibi süs hayvanlarının satışını ilk yasaklayan belediye olduğunu da öğrendik.
İşte Kültür Sanat Muhabirleri Derneği’nden bahsetmek istersek daha sayfalarca bir yazı çıkabilir. Çünkü bir gazetecinin yazdığı yazı binlerce kişinin bir anda ışığı olabilir. O nedenle Türkiye kültür ve turizmine yapılan katkının devamını kesinlikle dilerken aynı zamanda kültür, sanat ve tarihin siyasal bir yanı değil bilakis insancıl bir yanı olduğunu da belirtmeden geçmek istemem.
Dostlukla kalın.