Geçtiğimiz gün sosyal medyadan Karapınar’la ilgili bir paylaşım yapmıştım. Burada siyasal anlamda yapılması gerekenleri aslında yazmıştım. O kadar çok mesaj ve telefon aldım ki, Karapınarlı işi gücü bırakmış belediye seçimini bekliyor neredeyse…
Ben yıllarca siyasetle uğraşmış ve de uzun yıllardır gazetecilik yapan bir kişiyim. Genelde yazdıklarımda da hayatta yaşadığım siyasi tecrübelerden faydalanarak partilerin stratejilerine bir öneri yapmak şeklinde gelişiyor. Yani onlarca yerel seçim gördük, binlerce aday gördük, dolayısıyla bu tecrübeyi yani pratiği, bilimsel tezlerle yani teoriyle birleştirip bir fikir ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Tabii ki bu fikir bana ait ve aynı zamanda doğruluğu da göreceli olacaktır. Beğenmeyenler kendileri de bir fikir ortaya muhakkak atacaktır ve atmalıdır.
Şimdi buna bağlı olarak baktığımızda gördüğümüz durum, birçok kişinin gördüğünden farklı oluyor.
Mesela Ereğli’de Hüseyin Obrukcu adaylıktan çekildi. MHP’liler AK Parti’yi destekleyecek. Bunu yazınca Ereğlili MHP’lilerin bir kısmı hemen “hayır efendim biz AK Parti’ye destek vermeyiz” diye atlıyorlar. Halbuki şu bir gerçek ki, seçime doğru yaklaşıldıkça bu kızgınlıklar bitecek ve MHP’liler kendilerine göre bir ikna fikri bulup, AK Parti’yi destekleyecekler. Neden? Çünkü genel merkeze ve genel başkan bir bağlılık var. Bu bağlılık davaya bağlılıkla aynı orantıda.
Diğer taraftan Ereğli’de AK Parti’ye oy vermeyen MHP’li gidip CHP’yi destekler mi? Daha doğrusu MHP’den CHP’ye destek gelebilir mi? Ve de MHP’den İyi Parti’ye destek olur mu? Daha ilgincini söyleyeyim. MHP’li İyi Parti’ye destek vereceğine CHP’ye vermesi olasılığı daha fazladır. Peki, dolayısıyla bu doğrultuda acaba Ereğli’de seçim sonucu ne olur?
Karapınar’a gelelim. Karapınar’da tüm Karapınarlı’nın muhalefet partileri olarak üzerinde durduğu isim eski başkan Kamil Bülbül Okuyucu idi. Okuyucu, tekrar aday olmayı kabul etmiyordu. Dolayısıyla muhalefet bir aday çıkarma telaşına girdi. İyi Parti, partinin kurucularından Nurdoğan Okur’u aday gösterdi veya göstermeyi konuşmaya başladı. CHP aday da göstermedi henüz. Muhalefet kendi arasında Nurdoğan Okur aday olmasın diye konuşmaya başladı bile. Yani aslında birlik ve beraberlik içerisinde, uzlaşmacı olması gereken kesim muhalefetken, tam tersi bölünen kesim muhalefet oldu bile. Peki, bu durumda MHP-AK Parti ittifakı mı başarılı olabilir, yoksa CHP-İyi Parti ittifakı mı?
Seydişehir’e bakalım. Seydişehir’de mevcut başkan Mehmet Tutal’ın karşısında seçim kazanabilecek ismin yine eski başkan Muammer Orhan olduğu Seydişehir kamuoyunda konuşuluyor. İyi Parti Muammer Orhan’ı aday yaptı. CHP’de Mehmet Katlav’ı aday gösterdi. Orhan’ın kamuoyunda iyi bir desteği var. Katlav için aynı şeyi söylemek anketlere bakınca zor gözüküyor. Ve bu adayların karşısında AK Parti-MHP ittifak adayı Mehmet Tutal var. Seydişehir CHP İlçe Başkanlığı dün açıklama yapmış. Adayları Mehmet Katlav’ın çekilmesinin söz konusu olmadığını dile getirmiş. Muammer Orhan’ı da zaten adaylıktan çekmeniz halkın istediği bir durum olmaz. Peki, bu durumda sizce Seydişehir’de seçimi kim kazanır?
Bu konuyu tüm ilçeler için ayrı ayrı değerlendirmek zaten siyasetin işi değil mi? Aynı zamanda bizler de gazeteci olarak bu sosyolojiyi yazmaktan daha doğal ne yapabiliriz?
Tüm ilçelerdeki seçimleri takip ediyoruz. Tüm ilçelerde AK Parti-MHP ittifakı gayet tıkır tıkır işlerken, hatta işlemeyen yerlerde de seçim zamanı yaklaştıkça yoluna gireceği gözükürken, muhalefet kanadında stratejik davranamama durumu oldukça bariz gözükmekte.
Tabii ki en sonunda seçimden sonra vatandaşın temayülünü göreceğiz ama bu kadar tespiti yapmak için de “müneccim” olmaya sanırım gerek yoktur.