İki yıla “kim öle kim kala”
Kanal İstanbul hala tartışılıyor ve daha da tartışılacağa benziyor. Ancak görünen o ki; vatandaş da bu konuda kararsız. Aslında maalesef Türkiye’de bu tür konularda çözüme ulaşmak çok kolay değildir. Çünkü konuya herkes başka açılardan bakar ve herkes kendi bakış açısına göre doğru bir şeyler bulur. Bu doğru bulduğu şeyleri sanki işin tamamıymış gibi savunur ve sonuçta yalan söylememiş olur. Bir nevi kör birisinin fil tarifi gibi, herkes neresini tutuyorsa orasına göre tarif eder.
Ak Partililere göre Kanal İstanbul Projesi kesinlikle elzem ve illaki yapılacak. CHP’lilere göre de kesinlikle yapılmamalı. Her iki partililerin de kendilerine göre savundukları ve haklı gözüktükleri bir konu muhakkak var. Dolayısıyla halkın bu konudaki fikri de siyaseten kendi oy verdiği partinin düşüncesini savunma şeklinde oluyor.
Bu arada Devlet’in kurumlarının arasında da fikir ortaklığı var diyemiyoruz. DSİ farklı söylüyor, Bakan farklı açıklamada bulunuyor. Cumhurbaşkanı farklı şeyler söylüyor. Ve buradan da ikna edici bir fikir çıkmıyor. Sonuçta anlaşılan şu ki; bu konuda ortak bir fikir bulup da bu konuyu sonuçlandırmanın imkanı yok.
Bana sorarsanız işin bilimsel, teknik gibi konularını tartışmaya gerek yok. Ülke olarak paramız yok. Dolayısıyla olmayan bir paranın harcamasını yapmaya şu an için gerek yok. Ekonomimiz düzelene ve paramız olana kadar beklemekte ondan sonra bu konuyu tartışmakta yarar olduğu kanaatindeyim. Bunun dışındaki tartışmaları gereksiz ve zamansız buluyorum.
Zamansız buluyorum deyince yerli otomobilden de bahsetmekte yarar var.
Yerli otomobilin lansman toplantısını izlerken tabii ki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak göğsümüz kabardı. Umut ve coşku hissettik. Bunun muhalefeti olmaz diye düşündük ama sonra muhalefetten, bu araçların tanıtımının geçtiğimiz senelerde Kore’de yapıldığı eleştirisini duyduk. Akabinde ne kadar yerli olduğu, İtalya’da yapıldığı, malzemelerinin yerli olmadığı eleştirileri duyduk. Sosyal medyadaki espri kaynağı bu konuda “fabrikamız olmadan araç ürettik” esprisiydi.
Bu konuda da benim düşüncem eksiğiyle gediğiyle bir yerli otomobil üretimi macerasına başladık ve geliştirerek devam edilecektir. Ancak aslında bu lansman için biraz erkenmiş gibi geliyor. Şöyle ki; 2020’de marka isminin lansmanı yapılacak. 2021’de fabrika açılışı yapılacak. Fabrikanın bitiminden sonra 2022’de de ilk araç üretilecek. Yani Türkiye’de 3 sene sonrası için bir planlama yapıyoruz ve sanki kesin olacakmış gibi bir lansman yapıyoruz. Yani doğmamış çocuğa don biçmek gibi bir şey değildir umarım.
Son zamanlarda bu tür erken kutlamaları yapıyoruz ama sanırım nasıl olsa bu verilen zamanlamalar gecikse bile bir hesap soran olmadığından rahatlıkla bu tür kutlamalarla karşılaşmamız mümkün oluyor.
Konya’da metro sözü verildiği tarih, yapılacağı tarih ve biteceği tarihe baktığımızda aslında bu örneği burada da görüyoruz. Metro için de teşekkür ilanları, açık havada tanıtımlar vs. vs. vs ve gelinen aşamada şu anda halihazırda ortada bir şey yok.
Aynı şekilde mesela Selçuklu Kongre Merkezi’nin başlamasıyla bitişi arasındaki süreye baktığımızda da maalesef tarihlere sadık kalamamayı burada da görmüştük.
Eski Sanayi içerisinde yapımına başlanan ve bitmek üzere olan, hızlı tren garının hizmete açılış tarihinin de çok daha önce olduğunu sanırım hatırlıyoruzdur.
Hatta en son ilan ve reklamlarda gördüğümüz lansmanına katıldığımız konu, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İslami Dayanışma Spor Federasyonu tarafından 4 yılda bir düzenlenen İslami Dayanışma Oyunları’nın 5.sinin 2021’de Konya’da yapılacağı konusu idi. Yani şu anda 2019’dayız. 2020’ye girmemize sayılı günler kaldı. 2020’de değil 2021 yılının ikinci yarısında olacak.
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin resmi internet sitesinde 06.04.2017 tarihinde yayınlanan yazıda “İslami Dayanışma Oyunları Federasyonu (ISSF) 25. Yönetim Kurulu Toplantısı’nda 2021 yılında beşinci kez düzenlenecek olan İslami Dayanışma Oyunları’na İstanbul’un ev sahipliği yapacağı açıklandı.” Diye bir açıklama yayınlıyor. Anlayacağınız 2017’de İstanbul’da yapılacağı söylenen oyunların, 2019’da Konya’da olacağı açıklanıyor. 2021’de nerede olacağı konusunda yorum yapmak maalesef çok kolay olmamalıdır.
Türkiye’de bir günde o kadar çok şey değişmektedir ki, 2 yıl sonrasına ne otomobil, ne spor oyunları ne de iktidar konusunda yüzde yüz garanti vermek çok kolay değildir.