“Devrin birinde bir ülkede bir vezir yaşarmış. Bu vezir gece yatar kral olmak ister gündüz kalkar kral olmak istermiş. Kral olmak vezirde artık ihtiras halini almış. Vezirin aklında fikrinde kral olmaktan başka bir şey geçmez olmuş. Ama gelgelelim bu ülkede vezirler kral olamıyormuş. Ama insan bu işte, ihtiras halini alınca kral olmak isteği, vezir yanındakileri de kırıp dökmeye başlamış.
Kral bu duruma dayanamamış, biraz da vezirin haline acımış, Düşünüp taşınmaya başlamış ve bu veziri kral yapmanın çaresi ne olabilir demiş. En sonunda bir ferman yayınlamış "benden sonra vezirim kral olacak" demiş.
İşte hikaye bu ya, gel zaman git zaman kral ölmüş. Herkes vezire müjdeyi verebilmek için vezirin evine koşmuş. Bir de ne görsünler vezir o gece aniden ölmüş ve kimsenin haberi olmamış.”
“Bir zamanlar uzun bir seyahate çıkan bir gezgin varmış. Hayvanını arabasına koşmuş ve belli bir süre içinde varması gereken yere doğru yola çıkmış. Hayvanına “İhtiyaç”, arabasına “İhtiras” adını vermiş. Tekerleğin birine “Zevk”, diğerine “Acı” demiş. Arabasını bazen sağa, bazen sola götürmüş, ancak kaderine doğru gidişe hiç ara vermemiş. Aynı dingile bağlı olan Zevk ve Acı tekerlekleri hızlandıkça İhtiras arabası da hızlanmış.
Ancak seyahat uzun olduğundan bir süre sonra bizim gezgin sıkılmış. Sıkılınca da arabasını güzel şeylerle süslemeye karar vermiş. Süsler arttıkça İhtiras arabası ağırlaşmış ve İhtiyaç’ın çekmek zorunda kaldığı yük artmış. Yolun dönemeçlerinde ve rampalarında zavallı hayvan İhtiras arabasını çekmekten bitap düşmüş. Yolun yumuşak yüzeyli bölümlerinde Zevk ve Acı tekerlekleri çamura saplanmış.
Uzun yolda varılacak noktanın hala çok uzakta olduğu bir gün, bizim gezgin umudunu kaybetmeye başlamış. O gece sorun ile ilgili olarak derince düşünmeye karar vermiş ve bu derin düşünmenin ortasında eski dostu İhtiyaç’ın kişnemesini işitmiş. Kişnemeden gelen mesajı anladığından, sabah çok erken kalkıp, arabayı yüklerinden arındırmaya başlamış ve bütün süsleri çıkartmış. Kaderine doğru, hayvanı İhtiyaç’ın canlanmış bir biçimde yürümesi ile, tekrar yola koyulmuş. Ancak gezginimiz çok zaman yitirdiğinden, yitirilen zamanın telafisi artık mümkün değilmiş. O gece tekrar derin düşünmeye oturmuş ve yine eski dostundan gelen bir diğer mesajı da dikkate alarak, kendi iyiliği için zor bir karar vermek durumunda olduğunu fark etmiş.
Gün ağardığında araba İhtiras’tan feragat etmiş, onu bırakmış. Arabayı bırakınca doğal olarak tekerlekler Zevk ve Acı’yı da bırakmış. İhtiyaç isimli atının üstüne atlayarak yeşil çayırlardan dört nala geçip, kaderine ulaşmış.”