Günlerdir sosyal medyada yer almış, hayvanlara yönelik işkence görüntüleri var gözümün önünde. Yasalarımızda hayvanları koruyan maddeler yok değil. Ama dinleyen kim. Kaldı ki yaptırımlar yetersiz.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Hayvan haklarıyla ilgili yeni yaptırımları içeren hükümet tasarısını yeni dönemde öncelikli olarak yürürlüğe koyacağız” dedi. Sayın Erdoğan'ın bu müjdeli açıklaması umut oldu.
Mevcut düzenlemelere göre, hayvanlara karşı öldürme ya da işkence gibi suçlarda, eğer hayvan sahipliyse dört aydan üç yıla kadar hapis öngörülen ‘mala zarar verme’ suçundan dava açılabiliyor.
Ancak hayvan sahipsizse işlenen suç ne olursa olsun kişiye ancak 5199 sayılı Hayvan Koruma Kanunu’ndan idari para cezası kesiliyor. Sahipsiz hayvanlara karşı işlenen suçları da ele alan daha kapsamlı bir yasa mevcut değil.
Dünyada hayvanlara şiddet uygulamanın cezası:
Malta: 3 yıl hapis, 80 bin euro para cezası
Fransa: 1 yıl hapis, para cezası
İngiltere: 1 yıl hapis, 20 bin pound para cezası
İsviçre: 3 yıl hapis cezası
Avusturya: 1 yıl hapis cezası
Belçika: 2 yıl hapis cezası
Türkiye: 499 TL para cezası...
Hayvanların, daha refah bir ortamda yaşamaları için beslenmesi, bakımı, korunması, tedavisi ve yasal haklarının savunulmasına yönelik doğrudan veya dolaylı çalışmalar yapmak, toplumda hayvan sevgisi ve bilincinin yaygınlaştırılması için eğitim faaliyetlerine ağırlık vermek, hayvanların daha fazla tecrit edilmelerini engellemek için kontrolsüz çoğalmanın önüne geçmek, sahipsiz kalmamaları için 'her cana bir yuva' bulmak, 'sessiz kulların' canları üzerinden işkence edilerek para kazanılmasını, açlığı ve her türlü kötü muamele görmesini tamamen engellemek toplumun her bireyinin öncelikli sorumluluğu olmalıdır.
Sakarya’da patileri kesilen yavru köpeğin ölümü, İstanbul'da 3 aylık yavru kediye tecavüz, yine boğazından pompalı tüfekle vurularak öldürülen sokak köpeği, toplu zehirlenerek katledilen masum canlar, derisi yüzülerek katledilen kedi... Bunlar duyduklarımız. Ya duymadıklarımız?
Ne yazık ki sayısız 'Yürek sızlatan olay' gün geçmiyor ki vuku bulmasın...
Oysa ne diyordu Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde:
“Tüm hayvanlar var olma hakkına sahiptir. Saygı görme hakkına sahiptir. Bütün hayvanların insanca gözetilme, bakılma ve korunma hakları vardır. Onları sömüremezsiniz.”
İnsanlar hayvanları sömürdüğü sürece huzurlu, insancıl toplumlar oluşturamayacaklar. İnsan artık gerçek anlamda uygarlaşmalı ve doğada var olan tüm yaratıklara karşı sorumlu olduğunun farkına varmalıdır.
Öncelikle ailede başlayan eğitimle vicdanlı bireyler yetiştirilmeli, vicdanlı, duyarlı, sevgi ve saygı duyan toplum bilinci oluşturulmalıdır.
Hayvanlar mal değil, candır. Bu bilinçle çocuklara hayvanla ve doğayla yaşamayı öğretmemiz gerekir. Unutulmamalıdır ki sevgisiz ve eğitimsiz büyüyen çocuklar hayvanlardan daha tehlikeli olabilir.