Koskoca bir tatili daha bitirdik ve nihayetinde iş hayatına döndük. Tabii ki bu süre içerisinde “eski bayramlar”, “büyüklerle bayramlaşma”, “bayramların tatile dönmesi” sohbetlerini de unutmadık bol bol yaptık. Şimdi artık önümüzdeki ilk tatilin ne zaman ve kaç gün olacağı konusunda araştırmalarımız başladı bile…
Bendeniz de bu süre içerisinde tatilden yararlanayım diyerek bayramdan bir hafta önce tatile çıkmıştım ve bayramın üçüncü günü tekrar Konya’ya döndüm.
En son 1990’lı yılların ilk yarısında gördüğüm yani 20 yılı aşkın süredir görmediğim, Silifke tarafında bu sene tatilimi geçirdim.
Kumsal müthiş, deniz müthiş… Öncelikle bunu söylemeliyim.
Silifke’ye vardıktan sonra Susanoğlu tarafına geldim. Ama şunu da söylemeliyim ki; ağzım bir karış açık kaldı.
Çünkü oralar o kadar değişmiş ki anlatamam. Silifke’den Mersin tarafına giderken yoldan denizi izleyebiliyorken, artık denizi izleme imkanı kalmamış. Binalardan denizi göremiyorsunuz.
Bizler Konya’da “çarpık yapılaşma” konusunda çok bilgi sahibi olmasak da, Konya dışına çıkınca bu çarpık yapılaşmalar çok çabuk göze çarpıyor.
Susanoğlu’da denizin dibinde, hemen kumsalın bitiminde 8 katlı, 10 katlı hatta 15 katlı binalar, siteler yapılmış. İnsanlar yazlık olarak kullanıyorlar. Ve neredeyse deniz kenarındaki tarafta sitelerin, binaların dışında hiçbir şey yok. Nefes alacak bir alan bile kalmamış. Hafif bir esinti olacak belki akşamları ama bu esintiyi sağlayacak bir koridor bile mevcut değil neredeyse…
Anlayacağınız müthiş bir bilinçsiz yapılaşma ve güzelim dokunun içine etme, mantığı hakim olmuş.
Mevcut Silifke Belediye Başkanı kim diye baktım; CHP’li bir belediye başkanı görev yapıyor ama bu başkan 2014 yılında göreve gelmiş. Önceki belediye başkanı 1999’dan 2014’e kadar görev yapan Bayram Ali Öngel’miş.
Burada başka bir ayrıntı daha vereyim. Silifke’den Erdemli, Mersin’e kadar deniz dibindekileri inşaatları yapan en dikkat çekici firma Sinan İnşaat isimli bir firma. Bu firmanın yönetim kurulu başkanı da Nuh Yükselgüngör isimli bir bey. Bu beyefendi AK Parti’ye yakınlığıyla tanınıyor ve aynı zamanda Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı, TOBB İnşaat Sektörü Meclis Üyesi ve de İMKON(İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi.
Ve sonuçta maalesef ‘beton siteler kurbanı’ olan sahillerimiz ortaya çıkmış durumda.
Deniz ve sahilin hemen kenarında, temelinin ne kadar güçlü olabileceği bile tartışmalı olan yerlerde bu tür yapılaşmaların sonucundan yaşanacak herhangi bir üzüntülü durumda bunun hesabını kimin vereceği düşünülmelidir.
Bunun yanı sıra Kıyı Kanunu Uygulama Yönetmeliği'nde, 2013 yılında yapılan değişiklikle, sahil şeridinin genişliği ve yapılanma koşulları “kıyılarda ilk 50 metrede sadece halkın kullanabileceği yaya yolu, gezinti ve dinlenme alanları ile rekreaktif alanlara izin verilecek” diyerek değiştirilmişti.
Anlayacağınız bu durumları engelleyemezsek, insanlar para için hem sahilleri beton alanlara çevirecek hem de oluşacak herhangi bir afet de istenmeyen üzücü sonuçlara çanak tutmuş olacaklardır.