'Getirin şu kafiri! Yakayım'

Erhan Dargeçit

'Getirin şu kafiri! Yakayım'

Cumhurbaşkanı Erdoğan her yurt dışına çıkışında, sanırım bizlere de meşgale olsun diye, muhakkak bir konu atar ortaya ve biz Sayın Cumhurbaşkanı dönene kadar bu konuyu kendi aramızda tartışır dururuz. Daha sonra Cumhurbaşkanı dönünce de bu konu tedavülden kalkar. Tartışılmaz.

“FAKİRİN BİR SİGARASI VAR” DEMİŞTİ NEŞET BABA

Şimdi de gündemimizde sigara konusu var. Araçlarda sürücülere sigara içmeleri yasaktı. Şimdi araçta bulunan diğer yolcular için de bu yasak geçerli olmuş. Yani kısacası aslında araçlarda sigara içmek tamamen yasak hale gelmiş. Olay bu.

Tabii ki ben bu konuda çok fazla yorum yapabilecek biri değilim. Zira hayatımda ağzıma hiç sigara almadım. O nedenle de sigarayı bırakma konusunda zorlananları da anlamam maalesef mümkün değil. Ama şunu söylemek gerekir. Sigara içen insan öyle ya da böyle çevresine zarar vermektedir. Ama dumanıyla, ama kokusuyla ama çevre kirliliği ile… Dolayısıyla yasakları doğru bulmayan bir kişi olarak bu yasaktan çok memnuniyetsiz değilim.

Her ne kadar rahmetli Neşet Ertaş, Başbakan Erdoğan’a “fakir fukaranın sigarasından başka bir şeyi yok derdini alacak” dese de bu karara karşı çıkamıyorum işin doğrusu.

Ama şunu da anlıyorum. Sigara sanırım bir tiryakilikten daha ziyade içenlerde bir tutku oluşturmuş olsa gerek.

Geçende Selçuk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ahmet Kağan Karabulut Hoca’yla sigara konusunda sohbet ederken kendisine Şair Yavuz Bülent Bakiler’in anlattığı çok güzel bir hikaye anlattı. Bu vesileyle de hem Kağan Karabulut Hoca’nın kulaklarını çınlatalım hem de bu güzel hikayeyi paylaşayım.

Şair Necip Fazıl’ın sigaraya düşkünlüğünü herkes bilir. Ve onu seven herkes de sigarayı bırakması için uğraş verirlermiş. Ama tabii ki Necip Fazıl bu uğraşlara hiç olumlu bir yaklaşımda bulunmazmış. Necip Fazıl’ın hazırcevaplığından çekinenler tabii ki ona böyle telkinlerde de bulunmak istemezlermiş. Bunu kim yapar kim yapar diye düşünürken Osman Yüksel Serdengeçti sigarayı bırakmayla ilgili bir telkinde bulunsun diye düşünmüşler.

Serdengeçti, Necip Fazıl’a demiş ki: “Üstad, dün gece rüyamda Allah’ın gül cemalini gördüm. Çok güzeldi, dünyadaki tüm bitkiler ona secde ediyorlardı. Bir tek tütün secde etmiyordu.” Demiş. Tabii ki Necip Fazıl hazırcevap: “Getirin şu kafiri, yakayım” demiş.

DİL BAYRAMI’NIN 87. YILI

Türk Dil Kurumu bundan 87 yıl önce, çok sayıda bilim adamı, gazeteci, yazar, devlet adamı ve sanatçı gibi önemli meslek gruplarını topladığı Türk Dili Kurultayı’nda Türkçe’nin önemini vurgulamak için 26 Eylül gününü ‘Dil Bayramı’ ilan etti.

Türk Dil Kurumu bilindiği üzere Mustafa Kemal Atatürk’ün isteği üzerine kurulmuş, dille ilgili araştırmaların, incelemelerin yapıldığı bir kurumdu. Ve kurulduktan sonra ilk yaptığı iş Türk Dili Kurultayı idi.

Şimdi geldiğimiz aşamada, Türk Dili’ne sahip çıkmanın önemi bir kez daha çok kuvvetli biçimde ortaya çıkmış durumdadır. Devlet kurumları bir an önce bu konuya el atmalı ve hatta sürekli göz önünde olan dükkan ve işyeri tabelalarında görünen yabancı kelimeleri hatta Türkçe olmayan kelimeleri ortadan kaldırarak işe başlamalıdır.

Bu konuda Devlet’in illerdeki temsilcileri valilerde bu yetki ve salahiyet vardır. Yani bu durum için özel bir çalışmaya veya düzenlemeye gerek yoktur. Türk Dili’ne sahip çıkmak her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının görevidir.

Tüm vatandaşların Türk Dil Bayramı kutlu olsun.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.