Gazetecilik saygın bir meslektir
Son dönemde basındaki bir takım gelişmeleri hep birlikte izliyoruz. Tüm Türkiye’de gerek ulusal basında gerekse yerel basında gerçekleşen değişimler tüm kamuoyunun da ilgisini çekmektedir.
Konya’da Rasyonel Haber gazetesi, Telgraf gazetesi ve şimdilik son olarak da Memleket gazetesi kapanmıştır. Tabii ki yıllardır omuz omuza mesleği paylaştığımız arkadaşlarımızın gazetelerinin kapanması tüm meslektaşları için üzücü ve duygusal bir durumdur. Bu arkadaşlarımız çağın gereği internet haberciliği konusuna yönelmişler ve bundan sonraki süreçte de omuz omuza olacağımız görünmektedir.
Bunun dışında Yeni Meram gazetesinin, Takip gazetesinin el değiştirmesi ve yeni isimlerin Konya basının arasında yer alacak olması muhakkak ki bir dinamizm kazandıracaktır.
Asıl konuya geleyim: Konya basınında bir sorun varmış gibi gösterilmeye çalışılması çok doğru bir tavır değildir.
Tüm Türkiye genelinde hatta Dünya genelinde yaşanan ekonomik sorunların yansıması maalesef köyde bakkallık yapan kişiyi bile etkilemiştir. Hal böyleyken, her ne kadar kamu hizmeti yapıyor olsalar da gazeteleri de etkilemiştir. Girdiler artmıştır. Asgari ücretli bir çalışanın maliyeti 3 bin TL’yi aşmıştır. Gazete kağıdına, mürekkebine ve diğer matbaa gereçlerine nereden bakarsınız yüzde 100, belki de daha fazla artış olmuştur. Neredeyse yüzde 100 artış olan giderlere karşılık gelirlerde maalesef hiçbir artış olmamıştır. Mesela bundan 2 sene önce gazeteye reklam veren bir şirketin o zamanki reklam ücreti ile şimdiki reklam ücreti arasında bir fark olmamış, gazete yöneticileri girdilerdeki bu artışı reklam verenlere yansıtamamıştır. Gazetelerin öncelikli sorunu budur. Yani ekonomiktir. Gazete sahipleri, çalışanlarını maaşsız çalıştıramadıkları gibi son dönemlerde zararına gazetecilik yaptıkları bir gerçektir.
Yani öyle bazı kulaktan dolma bilgilerle “yok gazetecilik yapılmıyor, yok nerede eski gazetecilikler” teraneleri boş “kahvehane muhabbetinden” başka bir şey değildir. Tüm gazete çalışanları tüm olumsuzluklara rağmen gece-gündüz ellerinden geleni yapmaktadırlar. Ancak konjonktür bazen istemediğiniz sonuçlar doğurabilir. Ama dediğim gibi bu konjonktürdür, gelir ve geçer…
Olayın diğer boyutu, reklam veren boyutudur. Reklam verenler, konjonktürel bir sıkıntı olduğunu gördükleri için onlar da bu fırsattan yararlanmak üzere daha az ücretle daha fazla nasıl reklam yaparız diye düşünmektedirler. Ve bu durumda da tabii ki istedikleri şartlara uygun şekilde reklamlarını yayınlayacak bir gazete bulabilmektedirler. Yani ekonomik manada sıkıntı çeken gazeteler, reklam mecrası bazında da sıkıntılar çekmektedir.
Bu durumun analizini yapamayan kimileri de gazeteleri ve gazetecileri suçlayarak sanki büyük bir sosyolojik tespit yapmış havalarına girmektedir.
Tüm bu olumsuz şartlar içerisinde belediyelerden aldığı ilanlarla, diğer kamu ilanlarıyla ayakta durmaya ve gazetecilik yapmaya çalışan gazeteler büyük iş başarmaktadırlar. Yerel gazetelere “yandaş” gibi yaftalar yapıştırmak da sadece cahilane bir bakıştır. O tür yafta yapıştıranlara baktığınızda gazetelere olduğu gibi topluma da bir faydası olmayan “sosyal medya boş gezeni” olduğunu da rahatlıkla görebilirsiniz.
Peki, ne olacak, derseniz ona da biraz değineyim. Bu sorunlar yavaş yavaş çözülmeye başlamıştır ama daha da kalıcı bir çözüm olabilmesi amacıyla bu çözümleri biraz daha belirginleştirmek lazımdır. Gazete sahipleri toplanarak aralarında bu sorunların çözümü için istişarelerde bulunacaklardır ama aynı zamanda gazetelerin yöneticileri de oturup bazı konularda prensiplerini belirlemelidir. Mesela bir ilana bir gazete 100 TL alırken diğerinin 20 TL’ye yapması gazetelerin hem değerini düşürmekte hem de ekonomik sorunlarına çözüm olmamaktadır. Bunun kontrolünü de malumunuz gazete sahipleri değil gazete yöneticileri belirleyebilecek ve kontrol edebileceklerdir.
Yani basındaki sorun diğer sektördeki sorunlardan farklı değildir. Gazetecilik bittiği için veya internet girişimi arttığı için falan değildir. Gazetecilik bundan önceki yüzyıllarda nasıl saygın ve onurlu bir meslek ise bundan sonraki yüzyıllarda da bu saygın ve onurlu yerini korumaya devam edecektir. Bunun dışında bir şey söyleyen olursa bilin ki ya gazeteciliği bilmiyordur, ya dünyayı tanımıyordur…