“Bir ön yargıyı yok etmek atomu parçalamaktan zordur” demiş Einstein; yine buna benzer bir sözü Bernard Shaw’a atfederler: “Fikrini değiştiremeyenler hiçbir şeyi değiştiremez. Önyargılarından kurtulamayanlar hiçbir insanı anlayamaz.”
HAFTA SONU HASAN ANGI KON TV’DEYDİ
Hafta sonu Cuma akşamı Kon TV’de, Yaşar Toy’un hazırlayıp sunduğu “Basın Odası” programında, konuk Ak Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı idi. Yaşar Toy bizleri de gazeteci olarak davet etti ve Hasan Angı’ya sorularımızı sorduk.
Program başlamadan önce dedikoduları başladı. Neymiş “Ak Parti İl Başkanı kendi basın mensuplarını da alarak kendi TV’sinde kendi çalıp kendi oynayacakmış”. Yani böyle haksızlık, böyle ön yargı, böyle ahlaki yoksunluk olabilir mi?
Sonradan öğrendim ki konunun gelişimi farklıymış. Bir hafta önce Kanal 42 televizyonunda çok sevdiğim 3 genç kardeşimin sunduğu il başkanlarıyla bir TV programı yapılmış. Bu programa İyi Parti, SP, BBP, Deva Partisi ve Gelecek Partisi il başkanları katılmışlar, ancak Ak Parti, MHP ve CHP İl Başkanları katılmamışlar. Aradan bir hafta sonra Ak Parti İl Başkanı Hasan Angı bu programa katılınca abuk sabuk eleştiriler. Bu eleştirileri Hasan Angı’ya yaparsınız, anlarız ama bunu biz gazetecileri de katıp, “toptancı” anlayışıyla isnatlarda bulunursanız bu durum ahlaki değer yargılarınızı tartışmaya açar.
Öncelikle laf söylediğiniz gazetecilere bakalım: Birisi Konya’nın en büyük 4 gazetesinden birinin imtiyaz sahibi Lokman Koyuncuoğlu, birisi Konya’daki gazetecileri Türkiye’de temsil eden, Konya Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı yapmış Adem Alemdar, diğeri yine Konya’nın en büyük gazetelerinden birisinin imtiyaz sahibi ve aynı zamanda Konya Basın Konseyi Başkanı Yusuf Gürbüz ve bendeniz de Konya’da 4 büyük gazeteden birisinin ve yayın politikası olarak en merkez siyaseti ve en liberal yönetimi gösteren Anadolu’da Bugün gazetesinin Sorumlu Yazı İşleri Müdürüyüm. Biz bu 4 insan olarak Kon TV’de büyük değişime imza atan çiçeği burnunda Genel Yayın Yönetmeni Yaşar Toy’un davetlisi olarak ve de gazeteci kimliğimizle programda yerimizi aldık.
Peki bir diğer taraftan da bakalım. Bir vatandaş, yolda bir Ak Partili yönetici görse ona ne sorar: Pandemi sürecini, pandemi desteklerini, ekonomide kötü gidişatı, Ak Parti-MHP ilişkilerini, Ak Parti-CHP ilişkilerini, sanayideki durumları, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin işlemediğini, bakanlıkların çalışmalarının yetersiz olduğunu, vs…. Peki, biz gazeteciler ne sormuşuz? İşte bunları… Eksik kalanlar olmuş mudur, olmuştur. Ama bu kısıtlı zaman içerisinde isteyen istediği gibi sorusunu sordu ve Hasan Angı da “niye bunu sordunuz” diye bir yorumda bulunmadı, politikacı bağlamında hepsine cevaplarını verdi.
Ama gerek program öncesinde, gerekse program sonrasında bilhassa programı izlemeyenler tarafından her türlü önyargılı saldırı yapıldı. Tabii ki sapla samanı her zaman ayırmak lazımdır. Ak Parti İl Başkanının şu veya bu programa katılıp katılmaması hakkında eleştirebilirsin bu o iki tarafın sorunudur. Ancak buna konuyla hiç alakası olmayan biz gazetecileri katarsanız hem de “gazetecilikten anlamayan biri” olarak katarsanız, bu doğru bir sonuç doğurmaz. Sadece isnatta bulunan kişinin eyyamcılığını, “aslında hiçbir şey olmadığını” gösterir sadece…
Dostlukla kalın.