Artık “evet-hayır” muhabbeti dilimize oturdu. Nereye giderseniz gidin “evet-hayır” konuşulmakta. Sosyal paylaşım sitelerinde her paylaşım neredeyse “evet-hayır” diyalektiğine ait. Yani referandum mantığı kabullenildi ve oturmaya da başladı. Buraya kadar hiçbir sıkıntı gözükmüyor.
Şimdi gelinen noktada “evetçiler” ve “hayırcılar” olarak bölünmemek asıl amaç olmalıdır. Ancak bu zamana kadar olaylara baktığımızda bölünme başlamış bile gözüküyor. “Hayırcılar”, “evetçiler” için; “evetçiler”de “hayırcılar” için vatan haini, düşman ve kesinlikle bölücü…
Peki, böyle bir referandumun nereye götürmesini düşünüyoruz?
Yani birlik ve beraberlik için yapılmaya çalışan bir Anayasa değişimi ve daha bu Anayasa değişiminin referandumunda insanları birbirine düşürmek, düşman etmekle zaten amacından uzaklaştırmış oluyoruz.
Bir takım insanlar bu Anayasa referandumunda “hayır” oyu kullanacaklar. Bunların hiçbirinin vatan haini olduğuna, ülkeyi düşünmediğine, millete saldırdığına vb kötü niyetler ve düşünceler içerisinde olduğuna inanmıyorum.
Aynı şekilde, bir kısım vatandaşlar da referandumda “evet” oyu kullanacaklar ve bunların da hiçbirinin art niyetli, vatan haini, vatanı bölmek isteyen, diktatörlük isteyen vatandaşlar olduklarına inanmıyorum.
Burada sadece iki görüş var. Biri “evet” biri “hayır”. Bu görüşlerin muhakkak ki iyi tarafı da, kötü tarafı da olacaktır. Ancak vatandaşlar birlik ve beraberlik içerisinde bu görüşlerin iyi tarafından yararlanmayı, kötü tarafını düzeltmeyi öğreneceklerdir. Bunun zorundadırlar.
Yani kısacası hiç kimse “evet” dediği için “yalaka” olmayacaktır ve hiç kimse “hayır” dediği için “bölücü, terör yanlısı” olmamalıdır.
Burada birileri “evet” diyecek, birileri de “hayır” diyecek ve sonuçta bu karar verilecektir. Daha sonra da “İnsanlar hak ettikleri biçimde yönetileceklerdir”.
Son olarak şunu da söylemek lazımdır: Bizler gibi sade vatandaşların aslında direk ilgileri bu işle nedir onu da daha çözemediğimi belirtmeliyim. Mesela bakanlar Meclis’ten de olsa, dışarıdan da olsa vatandaş olarak bizim bundan etkilenmemiz ne kadardır acaba?
Veya Anayasa Mahkemesi’nin üyelerini Cumhurbaşkanı atasa ya da Meclis atasa veya da Hükümet atasa, sade vatandaş için nasıl bir etkisi vardır?
Yani bazı tartışmaları yaparken vatandaşın bu işten yararlanmasını da göz önünde bulundurursak bence daha verimli sonuçlar ortaya çıkabilir. Ne diyelim, hayırlısı…