Dünyada yeni düzen
Son günlerde ağızlarda pelesenk olan bir tabir var: “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”. Fikir anlamında çok doğru bir cümle. Yani bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olamayacak. Çünkü dünya eski dünya değil. Ancak bu durum hiç kimseye bir korku falan yaratmasın. Çünkü korkudan nemalanmaya çalışan o kadar çok “sırtlan” var ki; onların ekmeğine yağ sürmemek lazım.
Şöyle bir düşünelim…
MÖ 535 yılında doğan filozof Heraklitos’un “Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz” sözünü hatırlayalım. Bu sözün açıklaması çok açık olarak “değişimi” işaret etmektedir. Her an tüm neşeneler için bir değişim sürecidir. Hiç kimse yaşadığı bir saniyeyi bile bir kez daha yaşayamaz. Çünkü artık o geçmiştir. Ve yaşam, sürekli ileriye dönük bir gelişme üzerine kuruludur.
Tekerleğin icadından sonra dünya aynı dünya olmuş mudur? Ya da ateş bulunduktan sonra dünya aynı olabilmiş midir?
Sokrates’i düşünün, öğrencisi Platon’u ve onun da öğrencisi Aristo’yu… Her bir filozofun temel hedefi gelişimdi. Bu durum Milattan Önceki zamanlardan beri geçerlidir.
Martin Luther’in kiliselere karşı durmasından sonra; Fransız ihtilalinden sonra, daha yakın zamana gelirsek, 1929 ekonomik buhranından sonra, 1968 olaylarından sonra, 1973 petrol krizinden sonra, daha bu örnekleri çoğaltmak mümkün, hiçbir zaman dünya aynı kalmadı.
1980 öncesi Türkiye ile 1980 sonrası Türkiye aynı değildi. Daha spesifik bir örnek Kemal Derviş’ten önceki Türkiye ile Kemal Dervişli Türkiye bile aynı değildi. 2002’den bu yana Ak Partili Hükümet tarafından yönetilen Türkiye ile daha eski Türkiye’nin aynı olduğunu söyleyebilecek kimse yoktur sanırım.
İşte dünyadaki bu gelişmeleri hatırladıkça, belki 100 yıla yakındır görülmeyen bir küresel salgının sonunda da dünya aynı kalmayacaktır.
Türkiye’de tabii ki bu küresel durumdan etkilenecektir. 1980’de Turgut Özal’la birlikte liberal bir ülke olma yolunda adım atan Türkiye’nin 1990’lı yıllarda biraz ağır ilerlemesine rağmen, 1999’da DSP-MHP-ANAP Hükümetiyle birlikte tekrar liberal bir ülke olmaya adım attığını görüyoruz. 2002 yılından itibaren kurulan Ak Parti Hükümetleri de bu liberalleşmeye hizmet verdi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçmek için oyladığımız yeni Anayasa ile birlikte tamamen küresel dünyanın, liberal bir etkeni olmak için uğraşlarımıza halihazırda ülkece devam ediyoruz.
Ülkenin son 20 yıldaki gelişimi bundan sonraki süreçte de devam edecek. Ve Türk halkı olarak da bu değişime hepimiz ayak uyduracağız.
Bu arada TV’lere ve sosyal medyaya strateji uzmanı, iletişim uzmanı, bilmem ne uzmanı diye çıkıp da ahkam kesenlere kanmayın. Ne dünyayı uzaylılar istila edecekler, ne de robotlar insanlarla kavgaya girişecekler.
Sadece bu salgından sonra dünya ilkeleri ile birlikte küresel olarak bir takım önlemler alınacak ve de biz de ülke olarak kendimize göre bu önlemleri uygulayacağız. Olay bu kadar…