Bu darbelerden bahsedilince hep aklıma 12 Eylül zamanında çokça anlatılan bir fıkra gelir. Hatta bu fıkrayı bir sunucu zamanında Kenan Evren’e hatırlatınca, Evren, programı terk eder.
“Adama sorarlar ‘darbe yapmak mı daha kolay turşu yapmak mı’ diye?
Adam cevap verir: “Tabii ki darbe yapmak daha kolaydır. Turşu yapmak için bir bidon hıyar lazım; ama darbe yapmak için tek hıyar yeter” der.
İşte o “tek hıyar” bazen ülkenin huzurunu bozup, insanların yaşamlarını etkileyebiliyor. Hatta tabiri caizse insanların yaşamlarının içine edebiliyor.
“Bektaşi, evinde misafir olduğu için, karpuzcuya uğramış:
- İyi karpuzun var mı?
- Kurabiye gibi baba, güven bana!
- Peki öyleyse iyi bir tane ver bakalım.
Karpuzcu birini seçip vermiş. Baba erenler, almış ve eve gitmiş.
Bektaşi, yemekten sonra, konuklarının önünde karpuza gururla bıçağı vurmuş. Fakat o da ne? İlk bıçak darbesinden sonra etrafı koku salmış. Karpuz ikiye ayrılınca, fos diye çürüyen içi masaya yayılmış. Tabii her taraf berbat, Bektaşi ise mahçup olmuş. Baba, sabahı zor etmiş ve soluğu karpuzcuda almış:
- Erenler, seni tebrik ederim?
Karpuzcu şaşırmış:
- Hayrola baba, beni niye tebrik ediyorsun?
Bektaşi:
- Ulan kesmeden, delmeden o karpuzun içine nasıl s.çtın, doğrusu şaşıp kaldım. Seni onun için tebrik ediyorum.”
Allah ülkemizi korudu, Milletimizi korudu. Geleceğimizi korudu. Aksi halde oldukça sıkıntılı günlerle iç içe olacaktık.
Allah hakkımızda hayırlısını versin.
İyi hafta sonları.