Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gazi ve şehit yakınlarının kamu kurum ve kuruluşlarına atama töreninde konuştu. Söylediği sözler çok manidardı. Bundan sonraki süreçle ilgili de acaba bir ipucu verdi mi bilemiyorum.
2010 yılından itibaren bu yapıya karşı açık tavır almaya başladığında, 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimiyle birlikte net bir duruş sergilediğinde, yanında milletten başka kimseyi bulamadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi siyaset arkadaşlarımdan, muhalefet partilerinden, iş dünyasından, sivil toplum kuruluşlarından, her çerçeveden pek çok kişi bunların üzerine çok gittiğimi, kendilerine haksızlık yaptığımı bana söylüyordu. Sadece milletim beni bu mücadelemde kayıtsız, şartsız destekledi. Kardeşlerim; öyle ki FETÖ’nün tüm gücüyle ve ahlaksızca saldırdığı o dönemde girdiğimiz tüm seçimlerden siyasi tarihimizin en yüksek oylarını alarak çıktık. Milletimden aldığımız güçle, bunlar o zaman PKK’nın desteklediği siyasi partinin seçim merkezlerinde bize karşı tavır belirlemişlerdi. Milletimizden aldığımız güçle FETÖ’ye karşı her zeminde ve her durumda kararlı bir mücadele yürüttük.” Dedi.
Burada dikkat edilmesi gereken bir konu var ki, zaten herkesin alenen dillendirdiği bir konu bu. Cumhurbaşkanı Erdoğan kendi siyaset arkadaşlarının da FETÖ’nün üzerine çok gittiğini, bunlara haksızlık yapıldığını söylediklerini kaydediyor. Dolayısıyla desteği sadece milletten gördüğünü belirtiyor.
Şimdi aslında yıllardır söylediğimiz, yazdığımız konulardan birisi bu. Yani AK Parti ve Fethullah Gülen cemaati öyle bir iç içe girmiş ve öyle bir girift yapı oluşturmuş ki ayrıştırmak çok kolay değildi. Ve o dönemlerde AK Partililerin, 17-25 aralıktan sonraki zamanda çok fazla bir şey yapmadıklarını FETÖ’yle mücadele konusunda yetersiz kaldıklarını defalarca belirtmiştim. Ve de AK Parti teşkilatlarının 17-25 aralık olayının ciddiyetinin farkında olmadıkları her fırsatta söylediğimiz bir konuydu.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı konuşmada tam da bunları doğruluyor ve kendi dava arkadaşlarının bile destek vermediğinden bahsediyor.
Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olduktan sonra 62. Hükümeti Ahmet Davutoğlu kurmuştu bilindiği üzere. O Hükümette olanları kısaca bir hatırlayalım isterseniz: Bülent Arınç, Ali Babacan, Yalçın Akdoğan, Kenan İpek, Ayşenur İslam, Volkan Bozkır, Nurettin Canikli, Numan Kurtulmuş, Fikri Işık, Faruk Çelik, İdris Güllüce, Mevlüt Çavuşoğlu, Nihat Zeybekçi, Çağatay Kılıç, Mehdi Eker, Efkan Ala, Cevdet Yılmaz, Ömer Çelik, Mehmet Şimşek, Nabi Avcı, İsmet Yılmaz, Veysel Eroğlu, Mehmet Müezzinoğlu, Feridun Bilgin.
Ve bu Bakanlar Kurulu’nun 15 kişisi şu anda 65. Hükümet olan Binali Yıldırım Hükümeti’nde de Bakanlar Kurulu üyesi olarak gözükmekte.
Tabii ki ister istemez “FETÖ ile mücadelenin siyasi kanadında işlerin yavaş yürümesinin nedeni acaba bu mudur?” diye düşünmeden edemiyoruz. Ama işin ciddiyetine herkesin inanmasının gerekliliğine ihtiyaç olduğu kesindir.