Seçimlerin ardından CHP’de sular durulmuyor. Durulmasının imkanı da yok. Aslında bu tür hareketlilikler CHP’ye de sanırım dinamizm kazandırıyor.
CHP’de “bu genel başkanla olmuyor” lafı, bir favori laftır. Bakın 1992’de türlü zorluklarla CHP yeniden kurulmuş ve açılmıştır. Bunda Genel Başkan Deniz Baykal’ın emeği hiç yadsınamaz. Ancak 1994’ten itibaren “bu genel başkanla olmuyor” lafları konuşulmaya başlanmıştır. Bu arada da “bu genel başkanla olmuyor” denilen Erdal İnönü SHP’de genel başkanlığı bırakmış Murat Karayalçın SHP Genel Başkanı olmuştur. 1995’de CHP-SHP bütünleşmesinden önce “bu genel başkanla olmuyor” denilen SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın’ın ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın dışında bir adayda karar ılınmış ve Hikmet Çetin bütünleşme sonunda CHP Genel Başkanı olmuştur.
Hikmet Çetin konusunda da “bu genel başkanla olmuyor” lafıyla birlikte kurultaya gidilmiş ve o kurultayda Deniz Baykal tekrar genel başkan seçilmiştir. Daha sonra yine “bu genel başkanla olmuyor” sözleri arasında 1999’da Deniz Baykal genel başkanlıktan istifa ediyor ve Altan Öymen, genel başkan oluyordu. Ama sadece bir sene geçmeden “bu genel başkanla olmuyor”du ve Deniz Baykal genel başkanlığa davet ediliyor ve 2000’de Genel Başkan Altan Öymen’in aday bile olmadığı kurultayda Baykal tekrar genel başkan oluyordu. Ama tabii ki “bu genel başkanla olmuyor” sözleri hiç kesilmedi.
Daha sonra büyük beklentiler içerisinde Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığa getiriliyor ve yer yerinden oynuyordu. Ama gelinen aşamada malumunuz “bu genel başkanla olmuyor” konusu yine gündemde…
İşte şimdilerde CHP tabanı “bu genel başkanla olmuyor” derken Muharrem İnce’yi de genel başkan olarak görmek istiyor.
Ancak gelinen aşamada bir kurultay gözükmüyor. Ayrıca kurultay yapılsa seçilecek genel başkanın Kemal Kılıçdaroğlu olacağı da açık ve net belli. Dolayısıyla Muharrem İnce’nin genel başkanlığı gibi bir konu artık gözükmemekte.
Şimdi artık Muharrem İnce’nin tutup da Kemal Kılıçdaroğlu’na rağmen genel başkan adayı olarak ortaya çıkmasının imkanı yoktur. Ve bunu zaten kendisi de söylemektedir: “Kemal Kılıçdaroğlu kurultay toplarsa ve kendisi de aday olmayacağını söylerse ancak o zaman aday olurum” diyor.
Zaten olayın diğer bir tarafı da şudur: Her ne kadar Muharrem İnce iyi bir oy almış olsa da, seçim günü krizini yönetememiş, liderlik yapmakla aday olmanın aynı şeyler olmadığını göstermiştir. Dolayısıyla aslında bu saatten sonra “bu genel başkanla olmuyor” olsa da, Muharrem İnce de aranan CHP lideri değildir.
CHP, yeni bir lider çıkartmalı, bu lider, partiyi sağa yanaşmaktan kurtarmalı ve sola taşımalı ve aynı zamanda yerel seçimlerden önce CHP bu sorununu çözüp ortadan kaldırmalıdır.
Hatta seçim sonuçlarına göre halkta karşılık bulan AK Parti-MHP ittifakının, kayyumla yönetilen belediyeleri tekrar ele geçirmek isteyen HDP’nin ve iyi bir ivme kazanan CHP’nin işine gelecek bir erken yerel seçim için anayasa değişikliği yapılmasını beklemek çok da sürpriz olmayacaktır.
CHP, parti içerisindeki liderlik sorununu derhal çözebilirse umutlu bir yerel seçim sonucu yakalama şansına da sahip olabilecektir.