CHP Kongreleri ve 65 yaş üstü

Erhan Dargeçit

65 YAŞ ÜSTÜ VATANDAŞLARIMIZA BORÇLUYUZ

Geçtiğimiz günlerde bir haberde Konya’da 65 yaş üstü vatandaşların ücretsiz toplu taşıma kullanımı hakkının kaldırıldığı belirtiliyordu. Hatta buna gazeteci Fatih Altaylı’nın da bir açıklama ile katıldığı ve 65 yaş üstüne ücretsiz toplu taşımanın iptal edilmesinin doğru bir karar olduğunu belirttiği konuşuldu.

Bir kere son söyleyeceğimi başta söyleyeyim, böyle bir karar hiçbir belediye tarafından alınamaz. Ve de hiç kimse “fesatlık” yaparak, “65 yaş üstü insanımıza verilen bir himmet” olarak değerlendirmesin. Bu hak, 65 yıldır öyle ya da böyle ülkesine, milletine emek vermiş bizim öz vatandaşlarımızın anasının ak sütü gibi helal emeklerinin karşılığıdır. Bunu herkes böyle bilmelidir.

Bir de burada işin aslını da anlatmak gerekir. Konya’da bu durum Konya İl Hıfzıssıhha Kurulu’nun Kovid 19 tedbirleri kapsamında aldığı karar ile 65 yaş üstü vatandaşların ücretsiz toplu ulaşım kullanımının tedbir amacıyla geçici olarak durdurulmasıdır. Yani Kovid 19 nedeniyle –ki son dönemde arttığı konuşulmaktadır- alınan geçici bir karardır. Konya Büyükşehir Belediyesi sadece uygulayıcıdır.

Dolayısıyla bu konuyu Konya Büyükşehir Belediyesinin kararı gibi göstermeye çalışmak çok da iyi niyetli bir davranış değildir. Ve de 65 yaş üstü vatandaşlarımızın her birinin başımızın üstünde yerleri vardır. Onlar verdikleri emekle bu özeni ve itibarı kendileri hak etmişlerdir. Bu hak vergi borçlarını sildiren şirketlerin durumu gibi değildir. Bu hak, 65 yaş üstü vatandaşlarımızın hak ettiği hizmetin en alt tabakasındadır. Bu vatandaşlarımız çok daha fazlasını hak etmektedirler.

CHP’DE KONGRELER KONYA’DA DA BAŞLADI

CHP, seçim yenilgisinin ardından başlattığı kongrelerle parti içi tartışmalarına devam ediyor. Her dönem CHP’de bir belediye başkanı ortaya çıkıp, değişim isteyip, kendi genel başkanlığını talep ettirir. Bu belediye başkanları arasından maalesef hiç başarılı bir siyasetçi de çıkmamıştır.

Daha önce bahsetmiştim ama kısaca şimdi de söyleyeyim; Murat Karayalçın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı yapıldı. Ardından genel başkan olacağım dedi. Genel Başkan oldu. Ardından yüzde 14’lük SHP’yi yüzde 4,5’luk CHP’ye kattı. Sonra da genel başkanlığı kaybederek siyasette kenara çekildi. 1993’te genel başkan oldu, 1995’te bıraktı.

Mustafa Sarıgül Şişli Belediye başkanıydı. CHP Genel Başkanlığına aday oldu. 1999’da DSP’den Şişli belediye başkanı seçildi. 2002’de YTP(Yeni Türkiye Partisi)’ne geçti. 2003’te CHP’ye katıldı.2004’te CHP’den Şişli Belediye Başkanı oldu. 2005’de CHP genel başkanlığına aday oldu, yenildi. CHP’den ihraç edildi. 2005’te DSP’ye geçti. 2009’da tekrar belediye başkanı seçildi. 2009’da DSP’den istifa etti. Türkiye Değişim Hareketi diye bir hareket kurdu. Bu hareketle partileşme sürecine başladı. Hatta bilenler bilirler o dönemde Konya’da “partinin” yerini bile tutmuşlardı. 22 Haziran 2010 tarihinde yaptığı basın toplantısında Türkiye Değişim Hareketi’nin partileşmeyeceğini ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığındaki CHP’yi destekleyeceğini açıkladı. 2013 yılında yeniden CHP’ye katıldı. Türkiye Değişim Hareketi(TDH)’nin çalışmalarına devam ediyordu. Bu arada TDH’lileri, daha önce Yaşar Nuri Öztürk’ün kurduğu Halkın Yükseliş Partisinde buluşturdu. Yapılacak genel kongrede genel başkan olacak ve partinin adı değişip, TDP olacaktı. Ancak bu girişimi de ikinci defa yarıda kaldı.2014’te CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı oldu. 2019’da tekrar DSP’ye katıldı. Şişli Belediye Başkanı adayı oldu. Kaybetti. Ekim 2020’de DSP’den tekrar istifa etti. Ve Aralık 2020’de Türkiye Değişim Partisini(TDP) kurdu. 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini belirtti ve Erzincan milletvekili adayı oldu. Haziran 2023’te de TDP, CHP’ye katıldı. Mustafa Sarıgül şu anda bilindiği üzere Erzincan CHP Milletvekilidir.

Ve şimdi de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu genel başkan adayı olarak ortaya çıkmaya çalışmaktadır. Her dönem ortaya çıkan belediye başkanlarından genel başkan yapma sevdasını artık CHP’liler değiştirmelidir. Belediye başkanları bulunduğu konumu korumaya birinci planda özen göstermelidir. Ondan sonra buradaki başarısı ilerleyen süreçte hak ettiği yere getirir. Ancak “küpe girmeden sirke olmak” ne bu belediye başkanı siyasetçilere ne de CHP’ye bir şey kazandırmamaktadır.

Bir kere öncelikle CHP’lilere bu hatırlatmayı yaptıktan sonra gelelim kongrelere…

CHP’de kongreler cumartesi günü Seydişehir’le başladı. Pazar günü de Selçuklu ilçesinin kongresi vardı. Kongre Dedeman Otel’de yapıldı. İşin doğrusu, öyle coşkuyla, müthiş kalabalıklarla falan yapılmış bir kongre falan değildi. Çünkü CHP’nin büyümesi için öncelikle kendi içerisinde “demokrasi” sorununu bir çözmesi gerekir. Bu sorunu çözmedikçe dışarıya açılıp büyümesi mümkün değildir. CHP Selçuklu’da mevcut başkan Ali Naci Çobanoğlu tekrar adaydı. Ve dışarıdan bir göz olarak söylüyorum, Selçuklu’da gerçekten büyük işler yapmış, genç, dinamik, çalışkan bir kardeşimiz. Karşısına bir aday çıkmış Ahmet Güler diye bir arkadaş. Ahmet Güler’le aynı yönetimdelermiş. Şimdi karşısına aday olarak çıkmış. Ne var ki bunda diyeceksiniz. Konu tam da burada önemli. Demokrasi her isteyenin istediği yere aday olması şeklinde tarif edilirse “demokrasi kültürü” kavramının eksik olduğu görülür. Halbuki demokrasi kültürü aynı zamanda demokrasinin bir uzlaşma rejimi olduğunu da anlatır bize. Mesela; bu iki aday hatta yanlarına il başkanını, il yöneticilerini, milletvekilini alıp konuşsalar ve bir orta yol bularak adayı teke düşürseler ondan sonra da tek adayla el ele kol kola kongre yapsalar çok daha coşkulu olmaz mıydı? Hatta o coşku dışarıya da yansır; taraf olmak istemeyenler de katılır ve de katılım daha fazla olurdu. Bu da kamuoyuna bir güç olarak yansırdı.

Demokrasi aynı zamanda bir kurallar yönetimidir. Yani kongre başlıyor, kongreye bazı delegeler bir önerge sunuyor. Bu önergede konuşmaların 3 dakikayla sınırlı tutulması isteniyor. “Doğrudur- yanlıştır”ı tartışmıyorum. Ama bir önergedir bu. Bir başkası da önerge sunar “20 dakika olsun” der. Divan başkanı bu önergeleri delegeye sunmak ve oylatmak zorundadır. Nitekim Divan Başkanı da öyle bu işlerden anlamayan biri değil ki. Hem avukat hem de CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Genç Osman Killik. Başkan diyor ki “ben bu önergeyi oylatmak zorundayım” diğer taraftan birileri çıkıyor “ 3 dakikayla kısıtlayamazsın, bu demokrasiye aykırıdır, falan filan…” Ama bir önerge de kendileri verip oylatmak akıllarına gelmiyor. Ve divan başkanı oylattıktan sonra delege kabul ettikten sonra bunu demokrasiye aykırı bulmak sadece demokrasi kültürünün eksiğidir.

Ama maalesef yeni siyaset düzenine alışamayan ve ayak uyduramayan CHP’de kavgalar büyüyeceğe benziyor. Dursun Kaplan, Şerife Tunç, Bayram Çalık şimdiden adaylıklarını açıklamış durumdalar. Ve de il kongresine kadar bu adaylar muhakkak ki değişir ama il başkan adayları da şimdiden ilçelerde konuşmaya ve mevcut il yönetimini ve ilçe yönetimlerini eleştirmeye başlamış durumda. Ve de eleştiriler de 1990’lı yılların başından itibaren her kongrede yapılan eleştirilerin aynısı yani eleştiriler bile değişmiş değil.

Neyse ki bu dönem Konya’da Milletvekili Barış Bektaş CHP Örgütünü çok iyi bilen bir isim ve Selçuklu kongresinde olduğu gibi Konya genelinde de örgütü itidale davet ederek, birleştirici ve yapıcı olarak örgüte sahip çıkacak gözükmektedir.

Ama kongre sonucunda gözüken şudur: CHP değişimi genel başkanından değil, mahalle üyelerinden başlatmalıdır. Aksi halde CHP halkın umudu olmaktan çok çok uzaktır.

Dostlukla kalın.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.