CHP’de yine kazan kaynıyor. Geçtiğimiz gün bir TV programına çıkan CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’ın söyledikleri üzerinden CHP tabanının kavgası gündeme damgasını vurdu.
CHP’de bazı gelişmeleri gözden kaçırmamak lazım. CHP artık eski CHP değildir. Yani daha önce “Atatürkçü” bir politika izleyen CHP, Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte yönünü sosyal demokrasiye çevirmiştir. Yani CHP artık sosyal demokrat politikalar izlemeye başlamıştır. Tabii ki tabanda bu ayrımı yapamayanlar CHP konusunu yanlış değerlendirmektedir. Baykal CHP’si Atatükçü politika izlemiş. Bir ara sosyal demokrat politikaya dönecek gibi gözükse de bunun Türkiye şartlarında uygun bir çözüm olmadığını görmüş ve “Atatürkçü” politikasına devam etmiştir.
Deniz Baykal’ın genel başkanlığı bırakması neticesinde partiye genel başkan olan Kemal Kılıçdaroğlu da Atatürkçü politikalar yerine sosyal demokrat politikaları çözüm olarak sunmuş ve yanındaki Sezgin Tanrıkulu gibi insanların sosyal demokrat olup Atatürkçü olmayan söylemlerine göz yummuştur. Aslında Atatürk tablosu iner miydi inmez miydi konusu da sosyal demokrat politikadan kaynaklanan bir tartışma konusu olmuştur.
Hal böyle olunca da CHP tabanı bu politika değişikliğine ayak uyduramamış ve halen nasıl bir tavır alacağını bilememektedir.
Deniz Baykal katıldığı TV programında “devlet adamlığını” -tabiri caizse- konuşturmuş ve Devletin, Hükümetin ve muhalefetin neler yapması gerektiğini kendisine yakışır bir şekilde ifade etmiştir.
Ve bununla birlikte de Baykal’a karşı bir linç kampanyası kendi partisindeki bir takım kişilerce başlatıldı.
Peki, bu kampanyanın nedeni ne?
Baykal’ın parti içerisindeki etkinliğini kırmak. Hâlbuki Baykal tecrübesiyle, bilgi ve birikimiyle, devlet adamlığıyla zaten açık ve seçik olarak hesabının genel başkanlık olmadığını işaret etmiştir.
Ancak Baykal bunu ifade ederken de aynı zamanda partinin politika değişikliğinin Türkiye sorunlarına çözüm olmayacağını ve yönetimin bu konuda ısrarcı olursa partide bir yönetim değişikliğinin olmasının şart olacağını da ifade etmiştir.
Ama tabii ki CHP içerisinde partililerin birçoğunun hem CHP’li, hem Deniz Gezmiş taraftarı hem sosyal demokrat ve hem de Atatürkçü olduğunu düşünürsek bu kavram kargaşasının içerisinde, Deniz Baykal’ın Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile ilgili söylediği açıklamaları “Baykal AK Parti’ye geçiyor” mantığıyla algılamak hiç zor değildir.
Rahmetli Alparslan Türkeş, rahmetli Bülent Ecevit, rahmetli Necmettin Erbakan, rahmetli Süleyman Demirel’den sonra ülkede kalan ender devlet adamlarından birisi de Deniz Baykal’dır. Bence CHP Baykal üzerinden kavga yapmak yerine Baykal’dan “bir bilen” olarak yardım alması gerekmektedir.