Konya’da kültürel, tarihsel, sanatsal ve hatta bilimsel anlamda çok güzel sohbetler oluyor. Bu sohbetlere Konyalıların ilgisini yeterli bulmuyorum ama bunun sebebini araştırmak lazım. Acaba Konyalı mı ilgilenmiyor yoksa programı düzenleyen kurum veya kuruluşlar programı yeterli şekilde duyuramıyorlar mı buna bir bakmak lazım. Sonuç ne olursa olsun Konya’da sosyal anlamda güzel programlar yapılıyor.
KONTİMDER’in 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili yaptığı programa katıldım. Konuşmacılar AK Parti milletvekilleri Halil Etyemez, Hacı Ahmet Özdemir ve Ömer Ünal’dı.
Böyle toplantıların en önemli özelliği çok daha samimi bir havada geçmesi olsa gerek. Bu toplantı da öyleydi. Zaten politikada çok tecrübeli olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı eski Yardımcısı, Konya Milletvekili Halil Etyemez herkesin malumu üzere politikada usta bir isimdir. STK’lardan gelmektedir. Dolayısıyla STK üyelerinin beklentilerine nasıl karşılık verileceğini de bilen bir isimdi. Diğer taraftan entelektüel tavrı tartışmasız olan Hacı Ahmet Özdemir ve Konya teşkilatlarında yetişen Ömer Ünal programa gerçekten hakkını veren bir sunum gerçekleştirdiler. Tabii ki KONTİMDER’in faaliyette gereken altyapıyı hazırlamış olmasını da atlamamak lazım.
Bu tür toplantıları daha da çoğaltmak ve daha katılımcı ve interaktif hale getirmek güzel olacaktır.
Katılımcıların, 15 Temmuz gecesinde TBMM’de yaşanılanları sabaha kadar orada bulunan Halil Etyemez’in ağzından dinleyerek, darbenin ve cemaatin teorisini Hacı Ahmet Özdemir’in ağzından dinleyerek ve bu girişimin pratiğini de Ömer Ünal’ın ağzından dinleyerek çok verimli bilgiler aldığını düşünüyorum.
Şimdi KONTİMDER gibi STK’lara çok daha büyük görevler de düşmektedir. Bundan böyle Konya’da çita yükselmektedir. Ama bu çitayı yükseltirken Konya’nın sadece bir AK Parti kenti olmadığını, başka görüşlerden insanların da olduğunu düşünmek zorundadırlar.
Bu tür verimli toplantılara diğer partilerin milletvekillerini de, il başkanlarını da rahatlıkla çağırmalı ve bir de onların gözünden olayları değerlendirebilmelidirler. İşte o zaman STK’lar görevlerinin hakkını çok daha fazla vermiş olurlar.
Biz katılmaya devam edeceğiz bu tür bilgi alışverişlerine ve Konyalı da muhakkak ilgi göstermelidir. Aslında sözün özü; cahil kimse kalmamalıdır. İnsanlar bilgiyle donatılmalıdır.